Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3766 Esas 2016/39 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/3766
Karar No: 2016/39
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3766 Esas 2016/39 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/3766 E.  ,  2016/39 K.
"İçtihat Metni"

##########
MAHKEMESİ :##########Aile Mahkemesi
##########
##########


Taraflar arasındaki “kişisel ilişki kurulması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ......Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.03.2014 gün ve 2013/334 E. 2014/199 K. sayılı kararın incelenmesi ...... tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 17.09.2014 gün ve 2014/10752 E. 17568 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

##########

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkeme kararı Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde belirtilen karar ile bozulmuştur.
Mahkemece eski hükümde direnilmiş, direnme kararı davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce önsorun olarak usulüne uygun kısa karar kurulup kurulmadığı tartışılmıştır.
Bilindiği üzere; mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
Nitekim Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 19.6.1991 gün 323-391 E. K.; 10.09.1991 gün 281-415 E. K.; 25.9.1991 gün 355-440 E. K.; 05.12.2007 gün 981-936 E. K.; 23.01.2008 gün 29-4 E. K.; 05.10.2011 gün 607-604 E. K., 06.03.2013 gün 2012/21-1357 E., 2013/307 K. sayılı kararları).
Somut olaya gelince; mahkemece kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmayarak sadece "direnilmesine" denilerek önceki karara atıf yapılmakla yetinilmiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usul ve yasaya uygun değildir.
Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 20.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.