22. Hukuk Dairesi 2016/19091 E. , 2019/18423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davacı-karşı davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.10.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı-karşı davalı adına vekili Avukat ... ve asil ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-Karşı davalı vekili, müvekkili işçinin, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, prim ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davacı-Karşı davalı vekili, karşı davanın da reddini savunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-Karşı davacı vekili, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, davacının iş akdini haksız şekilde feshettiğini ileri sürerek ihbar tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl davada fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermiş, karşı davanın da kabulü ile ihbar tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri iş akdinin işçi ve işveren tarafından haklı nedenle derhal fesih hallerini düzenlemektedir.
Bilindiği gibi fesih bildirimi tek taraflı bir irade beyanı olup bu beyan belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinde süre verilerek sözleşmenin sona erdirilmesinde kullanılabileceği gibi belirli ya da belirsiz süreli sözleşmelerin haklı nedene dayanarak, işçi veya işveren tarafından süre verilmeksizin sona erdirilmesinde de kullanılmaktadır. Bu nedenle iş sözleşmelerinde fesih bildirimi, sözleşmeyi belirli bir sürenin geçmesiyle ya da derhal sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek taraflı bir irade beyanıdır. İş sözleşmelerinde fesih bildiriminde bulunma hakkı, kural olarak her iki tarafa da tanınmıştır. Hukuki niteliği itibariyle fesih bildirimi yenilik doğuran bir hak olup sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne gerek yoktur. Bozucu yenilik doğurucu bir hakkın kullanımı olan fesih bildirimi ile iş sözleşmesi sona ereceğinden, bildirimin belirli ve açık şekilde yapılması gerekmektedir. Bu nedenle fesih bildiriminde bulunan tarafın sözleşmeyi sona erdirme isteğinin bildirimden açıkça anlaşılması gerekmektedir. Bunun için sözleşmeyi sona erdirme iradesi açıkça anlaşılmayan teklif veya soru şeklindeki beyanlar fesih bildirimi sayılamaz (Çelik, N.: İş Hukuk Dersleri, Beta, 26. Bası, İstanbul 2013, sayfa 205).
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, başka bir işyerinde çalışacağı için davacı işçi tarafından iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddi ile karşı davada talep edilen ihbar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dosya içeriğinden, 04/04/2012 tarihinde davacı işçi tarafından işyeri terk edilmek suretiyle eylemli olarak iş sözleşmesinin feshedildiği, işverence tanzim olunan aynı tarihli tutanağa göre işçi tarafından fesih anında herhangi bir gerekçe bildirilmediği, daha sonra işçi tarafından noter kanalıyla 09/04/2012 tarihinde keşide edilen ihtarname içeriğine göre iş sözleşmesinin fazla mesai ücretleri, prim alacakları, yıllık izinlerin ödenmediği gerekçesiyle feshedildiğinin bildirildiği, dava dilekçesinde de keşide edilen ihtarnamede yer alan hususlar doğrultusunda iş akdinin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bir başka işverene ait 02/04/2012 tarihli duyuru metninde yer alan hizmet kadrosunda davacının da ismi yer almakta ise de, anılan tarih itibariyle iş sözleşmesi henüz feshedilmediği gibi, davacı işçinin sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranışı da iddia ve ispat edilmiş değildir.
Açıklanan bu hususlara göre, somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesi işçi tarafından 04/04/2012 tarihinde ödenmeyen ücret alacakları bulunduğu gerekçesiyle feshedilmiş ve mahkemece de davacının ödenmeyen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının varlığı belirlenmiştir. Bu itibarla, davacı tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından, davacı- karşı davalının kıdem tazminatı istemi kabul edilmeli, davalı- karşı davacının ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmelidir. Eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.
3-Somut uyuşmazlıkta, gerek davacı tanıkları gerekse davalı tanığı işyerindeki ara dinlenme süresinin yarım saat olduğunu beyan etmiştir. Buna göre mahkemece, günlük ara dinlenme süresinin yarım saat olduğu kabul edilerek fazla çalışma ücreti alacağının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davacı-karşı davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.