15. Ceza Dairesi 2020/540 E. , 2020/8523 K.
"İçtihat Metni"Manevi veya mali haklara tecavüz, güveni kötüye kullanma, kişilerin huzur ve sükununu bozma ve şantaj suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/03/2019 tarihli ve 2019/8878 soruşturma, 2019/10002 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Adana 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/10/2019 tarihli ve 2019/2635 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/12/2019 gün ve 94660652-105-01-20818-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/12/2019 gün ve 2019/132829 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca, taraflar arasında gerçekleşen olayın marka hakkına tecavüz eylemi ile ilgili olarak anılan Başsavcılığın 2018/74408 sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın devam ettiği, şantaj ve güveni kötüye kullanma suçunun şüpheli tarafından işlendiği konusunda delil bulunmadığı, müşteki ile şüpheli arasındaki ihtilafın hukuki uyuşmazlık olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin 05/02/2019 tarihli suç duyurusu dilekçesi ekinde verilen ihtilaf konusu olan markaların müvekkili tarafından kullanımı gösteren çıktılar ve arama sonuçları, dava konusu markaların TURKPATENT tescil dökümleri, şirket ticaret sicil kayıtları Adana ..... Noterliğinin 06/09/2018 tarih ve .... yev. nolu azilnamesi, Adana ..... Noterliğinin .... yevmiye no ve 11/09/2018 tarihli ihtarnamesi, Beyoğlu ..... Noterliğinin .... yevmiye no ve 21/09/2018 tarihli ihtarnamesi Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/408 esas nolu dosyadan verilen ihtiyati tedbir kararı, Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde sunulan dilekçeleri delil olarak sunulmasına rağmen, dava dosyaları ve soruşturma dosyasının getirtilmediği, diğer delillerinin ise ilgili yerlerden temin edilerek, şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şüphelinin müştekiye ait şirkette ticari vekil olduğu ve evvelinden verilen vekalet ile şirket için başvuruda bulunması gerekirken kendisi adına marka aldığı ve diğer blutv adlı bir şirket ile bu marka müşteki şirkete aitmiş gibi bir sözleşme imzalandığı ve müşteki şirketin yapımını üstlendiği bir dizinin yayınlandığı, ancak sonrasında şüphelinin vekillikten ayrıldığı ve şirkete ait markanın kendisine ait olduğunu belirttiği, taraflar arasında karşılıklı hukuki ve cezai süreçler başlatıldığı anlaşılmış ise de dosya kapsamında vekalet görevinin kötüye kullanılması ve bunun doğuracağı zarara ilişkin iddiaların ne olduğunun ortaya net şekilde konulmadığı ve diğer hukuk - ceza dosyalarının incelenmediği ve içeriklerine dair tutanakların tutulmadığı, aynı olay ile ilgili başka dosyada müşteki aleyhine iddianame düzenlenmiş iken, bu dosyada müşteki bakımından olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ve şirketler arasındaki sözleşmelerin, vekaletnamelerin, ayrıca diğer hukuk ve ceza dosyalarının bu dosyayı ilgilendiren kısımlarının temin edilmesi, şüphelinin müşteki şirketten tamamen bağımsız olarak markayı devraldığını belirttiği Cem Celal Bilge"nin tanık olarak beyanına başvurulması ve sonrasında şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak karar verilmesi nedeni ile kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Adana 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/10/2019 tarihli ve 2019/2635 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.