10. Ceza Dairesi 2019/1431 E. , 2019/2352 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 01/04/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."nün beraatine dair ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2017 tarihli ve 2017/300 esas, 2017/499 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/04/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla ...:
1- Sanık hakkında, 01/10/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, erteleme kararının 20/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği,
2- Ancak sanığın erteleme süresi zarfında 22/02/2015 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığı gerekçesiyle erteleme kararı kaldırılarak dava açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, ... (kapatılan) 79. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2015/207 esas, 2015/605 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 16/10/2015 tarihinde kesinleştiği,
4- Daha sonra sanığın 09/02/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün kesinleştiğinden bahisle hükmün açıklanması için ihbarda bulunulması üzerine, ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2017 tarihli ve 2017/300 esas, 2017/499 sayılı kararıyla hükmün açıklanması talebinin reddine ve “usulüne uygun arama kararı bulunmadığı, bunun dışında da sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasını gerektirecek nitelikte yeterli, kesin ve inandırıcı başka deliller de bulunmadığı” gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelenmesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanunun 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, mahkemesince denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek nitelikte yeterli, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2017 tarihli ve 2017/300 esas, 2017/499 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Yargılama konusu suç tarihinin 01/10/2014 olması karşısında, ... (kapatılan) 79. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2015/207 esas, 2015/605 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararında, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 191/1. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca temel cezanın alt sınırının “2 yıl hapis” olarak belirlenmesi gerekirken, değişiklik öncesi hüküm uygulanarak “1 yıl hapis” cezası verilmesi ve neticeten sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması da yasaya aykırı olmakla beraber, hüküm açıklanırken sanığın beraatine karar verilmiş olması nedeniyle bu husus kanun yararına bozma incelemesinin dışında tutulmuştur.
Hükmün açıklanmasına ilişkin olarak kuralların düzenlendiği CMK’nın 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, somut olayda olduğu gibi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, Mahkemenin hükmü açıklamasının yasal bir zorunluluk olduğu, artık bu aşamada Mahkemece hükmün içeriğinde yer alan hukuka aykırılıkların düzeltilmesine yasal imkan bulunmadığı, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğinde yer aldığı belirlenen hukuka aykırılıkların ancak hüküm açıklandıktan sonra bir yasa yolu incelemesi ile düzeltilebileceği, anlaşıldığından, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olduğu ihbar edilen sanık hakkındaki hükmün CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi yasaya aykırı olup, sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasının çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma talebi kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanığın beraatine dair ... 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2017 tarihli ve 2017/300 esas, 2017/499 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 29.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.