19. Hukuk Dairesi 2016/13290 E. , 2017/1645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin faturaya dayalı alacağı için davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 4 adet teslim belgesinden sadece 2 adetinde müvekkilinin imzasının bulunduğunu, imzası bulunan teslim belgelerindeki malların da peşin olarak satın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, malların davalı ve kardeşi tarafından teslim alındığı, davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.04.2015 tarih, 2014/17615 Esas ve 2015/5378 Karar sayılı bozma ilamında ;”Davacı icra takibinde 9.973,24 TL asıl, 1.715,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.689,02 TL üzerinden alacak isteminde bulunmuş, davalının itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Dava dilekçesinde dava değerinin 9.973,24 TL olarak gösterilip bu miktar üzerinden harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinin sonuç kısmında takibin devamını istemiştir. Mahkemece itirazın iptaline ve takibin devamına şeklinde karar verilmek suretiyle faiz dahil tüm alacak için dava kabul edilmiş ve karar harcı da 9.973,24 TL üzerinden hesaplanmıştır. Dava dilekçesinde itirazın iptali ve takibin devamı istenmekle tüm takip konusu alacak dava konusu yapılmıştır. Bu nedenle mahkemece eksik harç tamamlatılarak davaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş,mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde,davacı tarafından dosyaya sunulan fatura asılları ve bu faturalara ait sevk irsaliyeleri ile teslim olgusuna ilişkin tanık anlatımları birlikte irdelendiğinde, malların davalı ve kardeşi tarafından teslim alındığı, davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava konusu irsaliyeli faturalardan 2 tanesinde davalının kardeşinin imzasının bulunduğu belirtilmektedir.Bu durumda teslim alan bölümünde imzası bulunduğu belirtilen ve davalının kardeşi olduğu söylenen Ali Yumak’ın celp edilerek teslim alan imzasının şahsına ait olup olmadığının sorulması ve bu malları hangi sıfatla teslim aldığını, daha açık bir anlatımla davalının yanında çalışıp çalışmadığı ve malları davalı adına teslim alıp almadığının sorularak araştırılması ve eksik deliller bu şekilde tamamlandıktan sonra, hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/03/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu faturalardan ikisine ait irsaliyelerde fatura konusu malların davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Ancak davalı bu malların bedelinin teslim sırasında peşin olarak ödendiğini savunmaktadır.
Gerçekten TBK’nun 207/2. maddesi gereğince “sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.”
Nitekim Dairemizce verilen kararlarda bir mal satışı için avans olarak önceden nakit para veya kıymetli evrak verdiğini, ancak karşı tarafın mal teslimini yapmadığını ileri süren alıcının bu iddiasını ispat etmesi gerektiği belirtilmekte ve bu içtihat için TBK’nun 207/2. maddesine dayanılmaktadır.
Kanun önünde herkes ve somut olayda satıcı ile alıcı eşittir.
Alıcı satımın peşin olarak yapıldığı karinesine açıkca dayandığı için satıcının satışın peşin yapılmadığını yani veresiye yapıldığını ispat etmesi ve bu yönü gözetmeyen yerel mahkeme kararının bu yönden de bozulması gerekir.
Açıkladığım nedenle bu ciheti içermeyen saygıdeğer çoğunluğun bozma kararına muhalifim. 01.03.2017