Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/521
Karar No: 2020/8520
Karar Tarihi: 21.09.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/521 Esas 2020/8520 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dolandırıcılık suçundan şüpheli olan üç kişi hakkında yapılan soruşturma sonucunda, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma talebine dayanarak incelendi. İncelenen dosyada, müşteki şirkete aleyhine yapılan takibin ödeme emrinin genel kuruldan bir gün önce tebliğ edildiği ve yeni yönetim haberdar edilmeden kesinleştirildiği görüldü. Şüphelilerin savunmalarındaki iddialara rağmen, alacağın gerçek olup olmadığı hususunda inceleme yapılmadığı ve bilirkişi raporu alınmadığı için yapılan karar isabetli değildi. Kanun yararına bozma talebi uygun görüldü ve Konya 1. Sulh Ceza Hakimliği kararı bozuldu.
Kanun maddeleri olarak ise, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. ve 309. maddeleri incelenmiştir. 160. madde, Cumhuriyet savcısının suç izlenimi aldığında hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması ve şüphelinin haklarını koruması gerektiğini düzenlemektedir. 309. madde ise, bir kararın kanun yararına bozulabilmesi için gerekli şartları belirlemektedir.
15. Ceza Dairesi         2020/521 E.  ,  2020/8520 K.

    "İçtihat Metni"

    Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan şüpheli ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/08/2017 tarihli ve 2017/4868 soruşturma, 2017/26162 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 23/01/2018 tarihli ve 2018/507 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 31/12/2019 gün ve 94660652-105-42-15902-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/01/2020 gün ve 2020-1359 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu nazara alındığında;
    Dosya kapsamına göre, müşteki .... İşletmeleri Limited Şirketinin 30/04/2016 tarihinde yapılacak seçimli genel kurulu öncesinde,.... Limited Şirketi tarafından müşteki şirket aleyhine Konya 13. İcra Dairesinin 2016/4281 sayılı dosyası üzerinden 25.234,554,89 Türk lirası takip çıkışlı ilamsız icra işlemi yapılarak ödeme emrinin şirket adresine gönderildiği, şirkette çalışmakta olan tanık olarak da beyanına başvurulan ...na genel kuruldan bir gün önce 29/04/2016 tarihinde söz konusu evrakın tebliğ edildiği, tebliğ alan bu şahsın beyanına göre şüphelilerden ..."in evrakı elinden alarak "seninle alakalı bir şey değil, ben avukata teslim ederim" şeklinde sözler söylediği anlaşılmakla;
    Ödeme emrinde belirtilen borcun miktarı ve evraka dayalı ödeme emrine ilişkin bir takip yerine, esası herhangi bir evraka dayanmak zorunda olmayan ilamsız takiplerde ödeme emri gönderilmesi ve bu işlemin de müşteki şirketin genel kurulundan hemen önce yapılması, genel kuruldan bir gün önce ödeme emrine ilişkin evrakı tebliğ alan şirket çalışanının elinden şüpheli ..."nin söz konusu evrakı alması, yapılan genel kurul sonunda şüphelilerin taraf olduğu grubun seçimi kaybetmesi neticesinde yeni yönetimin göreve başlaması, ödeme emrinin tebliğ alınmasına karşın şüpheli .... tarafından saklanması nedeniyle ödeme emrine süresinde itiraz yapılamadığının iddia edilmesi, Ticaret Sicil Gazetesinin 04/07/2014 tarihli ve 8605 sayılı nüshasının 183. sayfasına göre şüpheliler ..., ..., ... ve soruşturma dışı şahıs ....,.... Şirketine ortak iken, şüpheli ..."nin hissesini şirket ortağı ..."e devrederek ortaklıktan ayrılması, alacaklı .... Şirketinin Ticaret Sicil Gazetesinin 27/11/2014 tarihli ve 8703 sayılı nüshasının 136. sayfasından anlaşılacağı üzere şüphelilerin önceden ortak oldukları .... Şirketine devredilmesi ve Ticaret Sicil Gazetesinin 22/05/2015 tarihli ve 8825 sayılı nüshasının 656. sayfasına göre ise alacaklı .... Şirketinin son olarak şüpheli ... adına tek ortaklı olarak devam etmesi karşısında, alacaklı şirket ile .... Şirketi arasında organik bağ bulunduğunun anlaşılması ile tanık olarak dinlenen ve evrakı teslim alan...."ın anılan beyanı hep birlikte değerlendirildiğinde; şüphelilerden ..."nin, kardeşinin ortağı olduğu şirket lehine ve fakat müşteki şirket aleyhine bir durum içeren ödeme emrini tebliğ aldığı hususunun tanık beyanı ile sabit olduğu, diğer taraftan her ne kadar şüpheliler alınan savunmalarında alacaklı olduklarına dair bir sözleşme olduğunu ileri sürmüş iseler de, söz konusu sözleşmede alacak miktarı belli olmadığından, öncelikle Konya 13. İcra Dairesinin 2016/4281 sayılı icra dosyasının celbi ile alacaklı şirketin borçlu müşteki şirketten alacağı bulunup bulunulmadığına, alacaklı ise de ne kadar alacaklı olduğuna ilişkin alanında uzman bilirkişiden rapor alınması ile oluşacak sonuca göre hukuki durumun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği; kaldı ki, bir an için alacak miktarının tam ve eksiksiz olarak ödeme emrinde belirtildiği kabul edilse dahi, bu defa suça konu eylem ile ödeme emrine itiraz süresinin alacaklı tarafından kaçırılması sonucunda, borçlu müşteki şirketin menfi tespit davası açmak zorunda kalacağı, şayet itiraz edilmiş olsaydı bu kez alacaklı şirketin itirazın iptali davası açmak zorunda kalacağı nazara alındığında, bu durumda dahi şüpheliler lehine bir menfaatin bulunduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Müşteki .... Limited Şirketinin 30/04/2016 tarihinde yapılacak seçimli genel kurulu öncesinde, .... Limited Şirketi tarafından müşteki şirket aleyhine Konya 13. İcra Dairesinin 2016/4281 sayılı dosyası üzerinden 25, 234, 554, 89 Türk lirası takip çıkışlı ilamsız icra işlemi yapılarak ödeme emrinin şirket adresine gönderildiği, bu takibin bir şekilde toplantı sonrası yeni yönetimin haberdar edilmeden şüphelilerce kesinleştirildiği, şüphelilerin her iki şirket ile bağlantı ve ortaklıklarının olduğu hususunun dosya kapsamındaki delilerden anlaşıldığı, şüphelilerin savunmalarında bu alacağın ... Şirketi"nin müşteki şirkete önceden sözleşme ile devredilmesine rağmen bunun bedelinin ödenmemesinden kaynaklı olduğunu ve müşteki şirketin yeni yetkililerinin ve avukatının da bu hususu bildiğini savundukları, ancak her iki şirket arasında gerçekten bir alacak olup olmadığı hususunda defter ve belge incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu alınmadan ve icra dosyası ile var ise hukuk dava dosyaları incelenmeden beyanlara dayalı olarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi isabetli olmadığından kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 23/01/2018 tarihli ve 2018/507 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi