11. Hukuk Dairesi 2018/3127 E. , 2019/4528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2016/352 E- 2017/257 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 19/04/2018 tarih ve 2017/1600 E- 2018/446 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2015/18059 sayılı ve “TST TAMER BORU-PROFİL” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 156063, 2002/19654, 2004/41807, 2013/56139 sayılı ve “tst” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itiraz sonucunda, başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları başvurunun ise TPMK YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların bütünselliği ilkesi gereğince ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında markaların benzer olmadıklarını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın 14.07.2016 tarihli ve 2016-M-7082 sayılı kararının iptali ile TST TAMER BORU-PROFİL ibareli başvuru markasının müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunmalar, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait başvurusu markası ile davalı markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzer olmadığı ve davacının markasının tanınmış marka olduğu yönünde dosyada yeterli delile rastlanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın 14.07.2016 tarihli ve 2016-M-7082 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının marka tescil başvurusundaki asıl unsurun "TAMER" ibaresi olduğu, davalı şirketin itiraza dayanak markalarının asıl unsurunun ise "tst" ibaresinden oluştuğu, bir bütün halinde yapılan karşılaştırma sonucunda, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerliğin veya iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle, davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, davacının marka başvurusunun kısmen reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılarca yapılan istinaf başvurusu Ankara Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.
Ancak, davalının itiraza dayanak markalarının tek ve esaslı unsuru "tst" harflerinden oluşmaktadır. Dava konusu "TST TAMER BORU-PROFİL" başvuru markasının asli unsurlarından bir tanesi de yine "tst" harflerinden oluşmaktadır. Bu durum karşısında, işaretler arasında 556 sayılı KHK"nin 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü gerekirken, markanın diğer asli unsuru olan "TAMER" kelimesinin varlığı nedeniyle karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkacağı gerekçesiyle yazılı şekilde istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın davalılar yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.