15. Ceza Dairesi 2020/588 E. , 2020/8515 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... Ticaret A.Ş. Yöneticileri ... ve ... ile diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Dikili Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/02/2019 tarihli ve 2019/335 soruşturma, 2019/276 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bergama Sulh Ceza Hakimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/509 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/12/2019 gün ve 94660652-105-35-14802-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2020 gün ve 2019/136092 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu nazara alındığında,
Müşteki tarafından şüphelilerin dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile yapılan şikayet üzerine yürütülen soruşturma sonucu, eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 02/11/2015 tarihli ve 2015/14198 esas, 2015/30575 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, Cumhuriyet savcısı tarafından müştekinin şikayet dilekçesinde belirttiği hususların araştırılması gerektiği; dolayısıyla şüphelilerin paravan şirketler kurdukları, müşterilere verilen telefon numaralarını iptal ettikleri, aramalara cevap vermedikleri, mali kapasiteleri ve iş tecrübeleri olmamalarına karşın devremülk yapacaklarını vaat ettikleri ve paravan şirketler üzerinden düşük maliyetli projeler gösterip güven verdikleri yönündeki iddialara ilişkin araştırma yapılıp gerekli deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müşteki vekilinin şikayet ve aşamalardaki itiraz dilekçelerinde; 2014 yılında devremülk yapım satımına ilişkin olarak .... Yaşam Termal...A.Ş. Yetkilileri ile sözleşme yaptığını ve parasını da Veysi isimli şirket çalışanı olduğu belirtilen kişiye ödediğini, buna dair belge aldığını ancak yıllar geçmesine rağmen proje gerçekleştirilmediği gibi, bahsi geçen şirket yetkililerinin ve adreslerinin sürekli değiştiğini, bu sebeple yetkili ve çalışanlara ulaşılamadığını, sözleşmede adı geçen diğer .... Enerji adlı firmanın ise kaşedeki bilgilerinin sahte olduğunu böyle bir firmanın kayıtlı olmadığını öğrendiğini, ...Şirketi" ni sonradan devraldığını öğrendiği ....Şirketi" nin ise bu şirketleri tanımadığını, projeyi bilmediğini ,yeni kurulduğunu ve bu sebeple müştekinin devir yada para iadesi talebini kabul etmediklerini belirttiklerini, ancak bu şirketinde diğer şirketle ilişkisinin olduğunun dosya içerisindeki bazı belgelerden anlaşıldığını belirttiği ve özetle gerçekte aktif çalışmayan bir takım paravan şirketlerin ucuza devremülk yapıp satacakları vaadiyle kendisini kandırdıklarını ve sonra şirketleri sürekli devrederek muhatap olmaktan kaçındıklarını baştan beri proje olmadığı halde kandırılıp parasının alındığını belirtmiş olup,
Her ne kadar olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle takipsizlik kararı verilmiş ise de; şüphelilerin paravan şirketler kurdukları, müşterilere verilen telefon numaralarını iptal ettikleri, aramalara cevap vermedikleri, mali kapasiteleri ve iş tecrübeleri olmamalarına karşın devremülk yapacaklarını vaat ettikleri ve paravan şirketler üzerinden düşük maliyetli projeler gösterip güven verdikleri yönündeki iddialara ilişkin araştırma yapılıp gerekli deliller toplandıktan sonra, ve ayrıca şüpheliler dinlendikten ve şirketlerin birbiriyle bağlantıları ortaya konulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Bergama Sulh Ceza Hakimliğinin 19/03/2019 tarihli ve 2019/509 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.