Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4839
Karar No: 2016/216
Karar Tarihi: 18.01.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/4839 Esas 2016/216 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı bir yüklenici, davacı bir taşeronun yaptığı tadilat ve restorasyon işini gerçekleştirmek üzere bir sözleşme imzaladı. Faturadaki bedelin ödenmediği gerekçesiyle taşeron iş bedelini tahsil etmek için icra takibi başlattı. Borçlu yüklenici ise takibe itiraz etti. Mahkeme, davacının husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Ancak yüklenici, cevap dilekçesinde akdî ilişkinin varlığını kabul ederek akdî ilişkinin varlığı davalının açık ikrarı ile sabit olduğundan davada pasif husumetin varlığı kabul edilerek, işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği halde, sıfat yokluğundan davanın reddi doğru olmamıştır. Mahkeme kararı bozuldu.
Kanun Maddeleri: Taraflar arasındaki maddi hukuk ilişkisi, taraf sıfatının def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği hükümleri dikkate alınarak, davada pasif husumetin varlığı kabul edilmeli ve işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
15. Hukuk Dairesi         2015/4839 E.  ,  2016/216 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı vekili; davacı müvekkilinin davalıya ait taşınmazda tadilat ve restorasyon işi yaparak fatura tanzim ettiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, iş bedelinin 24.732,80 TL olduğunu ve bu bedelin tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/10918 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini, itirazın iptâlini ve %40"dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici vekili ise, davalı ile davacı arasında dava dışı ..."a ait dairenin dekorasyon işlerinin gerçekleşmesi ile ilgili akit yapıldığını, işin yarım bırakıldığını, işin başka bir firmaya tamamlatıldığını, davacı tarafından kesilen faturaların gerçeği yansıtmadığını, elden ve banka aracılığı ile ödemeler yapıldığını ve borçlarının bulunmadığını savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/10918 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 24.732,80 TL asıl alacak ve 2.264,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.997,23 TL alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığı ve fakat borçlu davalının 26.10.2010 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itirazın takip tarihine göre dahi süresinde olduğu, itiraz üzerine üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının sözleşmenin tarafı olmayan davalı aleyhine icra takibinde bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile husumet yönünden red kararı verildiği anlaşılmaktadır.

    Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def"i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmasıdır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı taraf davalı şirket ile akdî ilişkinin varlığını iddia ederek dava açmış, davalı vekili 01.03.2011 tarihli cevap dilekçesinde “Davalı ve davacı taraflar arasında dava dışı ..."a ait dairenin dekorasyon işlerinin gerçekleştirilmesi ile ilgili akit yapılmıştır.” demek suretiyle akdî ilişkinin varlığını kabul etmiş ve aynı dilekçede iş bedelinin fazlasıyla ödendiği savunulmuştur. Bu durumda akdî ilişkinin varlığı davalının açık ikrarı ile sabit olduğundan davada pasif husumetin varlığı kabul edilerek, işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği halde, sıfat yokluğundan davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi