15. Ceza Dairesi 2020/619 E. , 2020/8511 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/01/2019 tarihli ve 2018/55195 esas, 2019/3777 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/05/2019 tarihli ve 2019/976 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/12/2019 gün ve 94660652-105-34-10431-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2020 gün ve 2019/136065 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu nazara alındığında;
Somut olayda, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde, müştekinin ....Turizm Anonim Şirketi (...) "ne 500,000,00 ABD doları sermaye koymak suretiyle şüpheli ... ile ortak olduğunu ve tarafların ancak çift imza ile işlemler yapabildiklerini, şüpheli ..."in aynı zamanda .... Anonim Şirketi"nin de paydaşı bulunduğunu, müştekinin ülke dışında olmasından yararlanan şüphelinin paydaşı bulunduğu ... şirketi üzerinden tarafların ortak olduğu ... şirketine mal vermemesine karşın vermiş gibi fatura düzenlendiğini ve bu faturalara dayalı olarak icra işlemleri başlatıldığını, gönderilen tebligatların müştekinin yokluğunda alınarak faturaların ve icra işlemlerinin kesinleştirilmesi üzerine, haciz işlemi ile Aksa şirketinin bir kısım borçlarının ... şirketindeki sözde alacağından ödendiğini, müştekinin durumdan haberdar olması üzerine şirketin mali müşaviri diğer şüpheli ..."i aradığını ancak ..."in bilgisi olmadığını beyan ettiği halde sonradan bu şüphelinin aynı zamanda .... şirketinin de mali müşaviri olduğunu öğrendiklerini ve bu şekilde dolandırıcılık yapan şüphelilerden şikayetçi olduklarını beyan ettiği anlaşılmakla; şirketlere ait ortakları ve yetkilerini gösterir kayıtlar, gerekli defter ve muhasebe evrakları ile beyan edilen icra dosyaları ve haciz evrakları celp edilmeden, ayrıca şüphelinin ifadesinde beyan ettiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/185594 soruşturma sayılı dosyası ile Bakırköy 5. Ticaret Mahkemelerinin 2018/295 esas ile Bakırköy 6. Ticaret Mahkemesinin 2018/285 esas sayılı dosyaları da getirtilmeden, diğer şüphelinin de beyanı alınmadan ve diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun öngördüğü şekilde sahte fatura kullanmak suçundan da usulünce denetmenden rapor alındıktan sonra değerlendirme yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği değerlendirildiğinden; şüphelinin ortak olduğu şirketin yine ortak olduğu başka bir şirketten faturaya dayalı alacak iddia etmesi, bu faturalara ve icra işlemlerine itiraz edilmemesi, alacaklı şirketin vergi borçlarından dolayı yapılan icra takibine bu faturalara dayalı alacağını alacak olarak bildirmesi sonucu yapılan haciz işlemi ile borcun ödemesinin olağan akışa aykırı kaldığı da gözetilerek, toplanacak delillere göre hukuki durumun takdir ve tayin edilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/05/2019 tarihli ve 2019/976 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.