Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2812
Karar No: 2019/6864
Karar Tarihi: 21.10.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2812 Esas 2019/6864 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/2812 E.  ,  2019/6864 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/11/2013 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 24/01/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    KARAR
    Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 14 ada 14 parsel, 141 ada 30 EE-1, 30 U, 30 T, 30 V, 30 S parsel ve 201 ada 17 parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi olan Hasan Tahsin Turna adına tam hisse ile kayıtlı olduğunu, Hasan Tahsin Turna mirasçılarının kendi aralarında Zonguldak 2. Noterliğinin 15/02/1980 tarih ve 3224 sayılı miras taksim sözleşmesi ile mirası taksim ettiklerini, davalılardan ..."nın davacıların murisi Yavuz Turna ile arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile yukarıda belirtilen taşınmazların 2/3 hissesinin satışının vaat edildiğini; ayrıca 201 ada, 17 parseldeki taşınmazın 3/16 hissesinin de satışının vaat edildiğini, bu taşınmazların zilyetliğinin halen müvekkillerinde olduğunu, taşınmazların müvekkillerine devir edilmemesi nedeniyle Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/326 Esas sayılı dosyası ile açılan davada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğunun Yargıtay kararı ile tespit edildiğini, fakat iştirak halinde mülkiyet olduğu gerekçe gösterilerek sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığının belirtildiğini, bu nedenlerle muris ... adına kayıtlı olan tapu kayıtlarının öncelikle taksim sözleşmesi ve mirasçılık belgelerine göre davalı mirasçılar adına cebren tapuya tesciline karar verilmesini, mirasçılar adına intikalle birlikte satış vaadi sözleşmesinin uygulanması ile müvekkillerinin murisine satışı vaat edilen parsel hisselerinin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptalleri ile miras hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, ... Noterliğinin 15/02/1980 tarih ve 3224 sayılı miras taksim sözleşmesinin murisleri Hasan Tahsin Turna"nın mirasına ilişkin olduğunu, davacılar ... mirasçılarından olmadığını, davacıların sözleşmenin tescilini talep etme haklarının olmadığını, sözleşmenin zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazlar elbirliği mülkiyeti hükümlerine tâbi olduğundan, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, ...Noterliğinin 15/02/1980 tarih 3224 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiştir.
    Davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili istinaf talebinde bulunmuştur. ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına ve kaldırılan kararın yerine yeniden hüküm tesisi ile davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
    Öte yandan, hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) amacıyla hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nin 303. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Somut olayda; yerel mahkemece dava konusu 141 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 2/3 hissesinin paylı mülkiyete çevrildiği bu taşınmaz yönünden ifa olanağının bulunduğu, diğer dava konusu taşınmazlar açısından ise elbirliği mülkiyeti hükümleri devam ettiğinden, iştirak çözülmediğinden ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle 141 ada 14 parsel sayılı taşınmaz açısından davanın kabulüne, diğer taşınmazlar açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin istinaf talebi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince daha önce de aynı nedenle, aynı sözleşmeye dayalı olarak aynı davacılar tarafından aynı davalılara karşı dava açıldığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/326 Esas, 2011/97 Kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2011/8335 Esas, 2011/12621 sayılı Kararı ile 9 sayılı parsel, paylı mülkiyete konu olduğundan onun açısından kabul kararı verilmesi gerektiğinden kararın bozulduğu, diğer parseller yönünden ise ifa olanağı bulunmadığından ret kararı verilmesi gerektiği ancak sonucu itibariyla bu yönden kararın doğru olduğunun belirtildiği, mahkemece bozmaya uygun karar verildiği ve 22/04/2013 tarihinde kararın kesinletiği, ayrıca yerel mahkemece 141 ada 14 sayılı parsel yönünden ifa olanağı bulunduğundan söz edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de, 141 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki elbirliği mülkiyetinin devam ettiği ve ifa imkânının halen bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu tüm taşınmazlar yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince tüm taşınmazlar açısından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince kesin hüküm olarak kabul edilen ve taraflar arasında görülüp sonuçlanan davada verilen karar usule ilişkin olup sadece ilişkin oldukları usuli sorun hakkında kesin hüküm teşkil eder; yoksa dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında kesin hüküm teşkil etmez. Bu nedenle dava konusu taşınmazlar elbirliği halinde mülkiyet esaslarına göre tapuda kayıtlı olduklarından ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 370/2. maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 370/2. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi