Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2894
Karar No: 2019/6353
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2894 Esas 2019/6353 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili yerel mahkeme, davacının mirasbırakan annesinin tüm temliklerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar vermiştir. Ancak, Daire kararı doğrultusunda yapılan inceleme ve araştırma yetersiz kalmıştır. Ayrıca, dava terekeye iade istemli olarak açılmış, dosya arasındaki belgelerden dava dışı bir mirasçının daha bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle, mahkemece, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ayrıca, davada ölümle kişiliği son bulan mirasbırakan adına tescile karar verilmesi de yanlıştır. Bu nedenlerle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi, terekeye temsilci atanması için süre verilmesini ve davanın tereke temsilcisi h
1. Hukuk Dairesi         2018/2894 E.  ,  2019/6353 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan annesi ...’un adına kayıtlı taşınmazlarını davalı kızı ...’e ve diğer kızı Münevver’e temlik ettiğini, tüm temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “....yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Keza mahallinde keşif yapılarak satım akdine konu olan taşınmazlar bakımından akitteki değerler ile gerçek değerler arasında fark olup olmadığı, yine bakım akdine konu olan taşınmazlar yönünden de taşınmazların tereke içerisindeki oranları belirlenmediği gibi, miras bırakanın başka mal varlığı olup olmadığı da araştırılmamıştır. Hal böyle olunca; yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesin inceleme ve araştırma yapılması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme istenmesi üzerine Dairece; bu kez “...Gerçekten de, muris muvazaası konusunda yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleme olanağı bulunmaması nedeniyle Daire bozma kararı yerindedir. Ne var ki; dava terekeye iade istemli olarak açılmış, dosya arasındaki belgelerden murisin taraflar haricinde dava dışı Mükerrem adlı bir mirasçısının daha bulunduğu anlaşılmıştır.…Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK"nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Karar bu yönü itibarıyla da bozulmalıdır...” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."un çekişme konusu 15 parça taşınmazının bir kısmını satış suretiyle, bir kısmını ise ölünceye kadar bakma akdiyle farklı tarihlerde davalı kızı ...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bozma sonrası 04.12.2014 tarihli duruşmada mirasçı Mükerrem, “ben davaya devam etmek istemiyorum, zira miras paylaşırken tüm mirasçılar ve ben payımı aldım, bu nedenle açılan davaya rızam yoktur, kardeşim ... miras paylaşımı sırasında haklarını aldı..” şeklinde, yine mahkemeye ibraz ettiği 18.11.2015 tarihli dilekçesinde de “…yeniden başlayan yargılama sürecinde davaya dahil edilerek tebligat çıkarılmış ve ilk duruşmaya katılmış, davacının davasının haksız olduğunu benim ve davacı ana baba bir kardeşim ... ile davalı ...’ün haklarını aldığını, davayı kabul etmediğimi, açılan davaya rızam olmadığımı söylemiştim...gerçeğin ortaya çıkması için davaya katılmak ve takip etmek istiyorum...davalı annemize ölünceye kadar en iyi şekilde bakmış ve bazı taşınmazlarını parası ile bazı taşınmazları da ölünceye kadar bakma koşulu ile annemin rızası ve bizim bilgilerimiz içersinde annem tarafından devredilmiştir...” şeklinde beyanda bulunmuş, bu durumda mirasçı Mükerrem’in davaya muvafakat vermediği açık olup, mirasçının taraf sıfatı taşımadığı halde davaya dahil edilmesi suretiyle Kanun"un aradığı anlamda taraf teşkilinin sağlandığının kabulü mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek, davaya tereke temsilcisi huzuruyla devam edilmesi gerekirken davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre de, 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.” düzenlemesi karşısında, davanın kabul edilmesi halinde tüm mirasçıların payları oranında adlarına tescil kararı verilmesi gerekirken ölüm ile kişiliği son bulan mirasbırakan ... adına tescile karar verilmesi de doğru değildir.
    Davalı ...’ün yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi