3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/7516 Karar No: 2019/16399 Karar Tarihi: 19.09.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/7516 Esas 2019/16399 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mağdur ile karşılıklı olarak kavga etmiş ve mağdura kemik kırığına sebep olmuştur. Ancak adli tıp raporu, kırığın hayat fonksiyonlarına etki derecesini belirleyememiştir. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun tespiti için tüm tedavi evrakları ve raporları toplanıp en yakın adli tıp kurumundan rapor alınması gerekmektedir. Ayrıca, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenememiş ve haksız tahrik hükümleri uygulanmamıştır. Kanunlar olarak, 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi ve 87/3. maddesi ile 29. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı gereğince değerlendirme yapılmaması nedeniyle karar bozulmuştur.
3. Ceza Dairesi 2019/7516 E. , 2019/16399 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Adli tıp kriterlerine göre kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını etkileme derecelerinin hafif (1.derece), orta (2. ve 3. derece) ve ağır (4., 5. ve 6. derece) olarak sınıflandırılması, mağdur hakkında Bulancak Devlet Hastanesince tanzim olunan 17/10/2014 tarihli adli muayene raporunda, mağdurun vücudunda meydana gelen kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin skorlama yapılmaksızın orta derecede olduğunun belirtilmesi karşısında; söz konusu raporun adli tıp kriterlerine uygun olmadığı gözetilerek, mağdura ait tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile geçici ve kesin raporlarının temini ile mağdurda meydana gelen kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etki derecesinin tespitine yönelik en yakın adli tıp kurumu ilgili şube müdürlüğünden rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, yetersiz rapora istinaden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesine göre belirlenen temel cezada aynı Kanun"un 87/3. maddesi uyarınca (1/3) oranında arttırım yapılmak suretiyle hüküm tesisi, 2) Sanığın, tanık ... tarafından da doğrulanan savunmasına göre mağdur ile karşılıklı olarak birbirlerini darp ettikleri yönündeki savunması nazara alındığında, mahkemece ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmeye çalışılması, bu hususun tespit edilememesi halinde ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas-2002/367 Karar sayılı kararı ve Ceza Dairelerinin bu kararla uyumlu yerleşik içtihatları gereğince şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari (1/4) oranda uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 19.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.