Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2768
Karar No: 2022/190
Karar Tarihi: 26.01.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2768 Esas 2022/190 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2768 E.  ,  2022/190 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2768
    Karar No : 2022/190

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
    ...
    24- ...
    VEKİLLERİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Bursa ili, Osmangazi ilçesi,... Mahallesi,... ada, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Osmangazi Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
    Dosyadaki bilgi ve belgelerin ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davaya konu düzenleme alanındaki imar planında trafo yeri olarak belirlenen ... ada, ... parsel sayılı, 40.00 metrekare taşınmazın, kamu ortaklık payı (KOP) parseli olarak hesaplanması gerekirken, imar parseli olarak dağıtım ve tahsisinin yapıldığı, bu nedenle düzenleme alanındaki düzenleme ortaklık payı (DOP) ve KOP hesaplamalarında hata olduğu, yine davacılara tahsis edilen taşınmazların üzerinde yapılaşma bulunması nedeniyle eş değer nitelikte imar parseli verilmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 03/11/2020 tarih ve E:2016/3125, K:2020/10242 sayılı kararıyla;
    Davalı idarenin 40 m2 trafo alanında düzenleme alanındaki tüm hissedarları hisselendirmesi durumunda, payların tecviz sınırı dışına çıkıp sıfırın altına kadar küçüleceği ve bu durumun kamu yararına aykırı olduğu,
    Davacıların kendilerine kadastral parselin olduğu yerden imar parseli verilemediği ve parselasyon sonrasında çok sayıda taşınmazda kadastral parsele uzak noktalarda hisselendirildikleri iddiası araştırılarak Yönetmeliğin 10. maddesine uygun olarak tahsis yapılıp yapılmadığı, kadastral taşınmaza daha yakın noktalarda daha az sayıda taşınmazda hisselendirilmemelerinin teknik, bilimsel gerekçesinin bulunup bulunmadığı, bu durumun fiili veya hukuki bir imkansızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında gerekli bilgi ve belgeler temin edilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
    Anayasal güvence altındaki mülkiyet hakkına yönelik yasal kısıtlama getiren imar uygulamasının, mevzuatın gerektirdiği kurallara sıkı bir şekilde bağlı olarak gerçekleştirilmesinin, bu anlamda maliklerin yükünün en aza indirilmesinin ve katlanılması gereken bir külfet varsa bunun idareye yüklenmesinin gerekmesi karşısında, rapora yönelik davalı iddialarının yerinde görülmediği ve söz konusu bilirkişi raporunun Mahkemelerince bilimsel ve teknik açıdan yeterli görüldüğü gerekçesi eklenmek suretiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiş, bununla birlikte 2577 sayılı Kanun'un 26/1. maddesi uyarınca davacılardan ..., ..., ... ve ... bakımından takip hakkı kendisine geçenlerin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporunda; Yönetmeliğin 10. maddesine göre imar parsellerinin oluşturulmasında Havaalanı Kuzeyi Yunuseli Yerleşim Bölgesi YPA 1 Uygulama İmar Planı Revizyonu Uygulamaya Yönelik Plan Hükümlerine uygun olarak imar parsellerinin oluşturulmuş olduğunun belirtilip, devamında “Ancak dava dosyasında imar adası ve parselleri ölçü krokisi bulunmadığından asgari cephe ve derinlik şartlarını sağladığı tespit edilememiştir.” denildiği, oysa daha evvel dosyaya sunulan plan notlarında asgari cephe ve derinlik şartlarının yazılı olduğu, raporda hem plan hükümlerine uygun olarak imar parsellerinin oluşturulmuş olduğunun görüldüğünden bahsedilirken, akabinde ölçü krokileri bulunmadığından, asgari cephe ve derinlik şartlarının sağlandığının tespit edilemediğinden bahsedildiği ve yapılan tespitin kendi içinde çeliştiği, ayrıca, ölçü krokilerinin dosyaya sunulduğu ve tüm imar parselleri asgari cephe ve derinlik şartlarını sağladığı,
    Raporun 7. sırasında “Düzenleme alanındaki imar planındaki trafo yeri olarak belirlenen ve uygulama dosyasında KOP parseli olarak hesaplanması gereken ... ada, ... no'lu 40,00 m2 miktarındaki parselin imar parseli olarak dağıtım ve tahsisi yapılmış olup DOP ve KOP hesapları bu nedenle yanlış yapılmıştır” denildiği, uygulama imar planında trafo yeri olarak gösterilen ve ... ada, ... sayılı kadastro parselinin içinde yer alan 40 m2 alanlı çok ufak bir yerin imar parseli gibi ... sayılı kadastro parselinin maliklerine tahsis edilmesinin düzenlemenin, parselasyonun uygulanabilirliği kamu yararı, kamu menfaati olarak düşünülmüş olup ve ayrıca düzenlemenin tescil edilebilmesi için yapılmak zorunda kalındığı, yapılan düzenleme işleminde 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ile birlikte 2981/3290 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi uygulanamadığından düzenlemeye giren toplam 304 hissedarın KOP parseli olarak yapılan her bir parselde hissedar olması halinde 40 m2 alanlı trafo parselinde hisselendirmenin yapılamayacağından dolayı 40,00 m2 KOP parseli olarak tapu çıkmasının mümkün olamayacağı, 304 kişiye hisselendirme yapılması halinde yapılacak hisse oranları tecviz sınırları dışına çıkıp desimetrekare ile tabir edilecek derecede küçüleceği, bu durumda hisselendirmenin yapılamayacağı, dolayısıyla, 40 m2'yi 304 kişiye hisseleri oranında verilemeyeceği, veraseten hissedar olanlar da göz önüne alındığında ortaya çıkacak olan 0,0005 (40/79024,84) oranının yuvarlatmada yüzde hesabında sıfır olacağı, bu durumun ileride kamulaştırmada mağduriyetler doğuracağı, kamulaştırmalarda kişilerin alacağı bedellerin verasetler de dikkate alındığında kuruşlarla ifade edileceğinden bu durumda hem kamu hem de vatandaşlar açısında daha büyük bedellere mal olacağı, davalar ve zorluklar doğuracağından dolayı kamulaştırma işleminin gerçekleşemeyeceği, tapu tescillerinin yapılamayacağı, bundan dolayı trafo yerinin ayak bastığı ... ada,... sayılı kadastro parselinin ayak bastığı sınırlar içerisinde kaldığından, ... sayılı parselin hissedarlarına hisselerine karşılık gelen 5 kişiye 1.60 m², 5 kişiye 6,39 m², diğer 6 kişi ile verasetten iştirakten hak sahibi olduğu, dolayısıyla kamulaştırmanın bu şekliyle daha kolay olacağı, dolayısıyla kamu yararı dikkate alınıp, yapılan işlemin uygulanabilirliği açısından işlemde bir hata olmadığı, diğer taraftan trafo alanının KOP olarak 304 kişiye pay edilmesi ve hissedarlara tapu verilmesinin uygulanabilir bir durum olamayacağı, bu durumun aksi halinde düzenleme ortaklık payının değişmeyeceği, tüm parsel maliklerinin tecviz içerisinde imar parsellerinden yine aynı miktarda hak alacağı,
    Raporun 15. sırasında davacılara ait ... sayılı kadastro parselinin kendi kadastral altlığında (kadastro parselinin bastığı sınırlar içinde kalan) KOP parseli olan Kültürel Tesisi Alanı bulunmakta olup kadastro parselinin bastığı alanda imar parseli oluşamadığından kısmen kendi altlığında kalan ... ada, ...-...-...parsellerden hisse verilerek kalan tahsislerin tamamının taşıma suretiyle yapılmak zorunda kalındığından bahsedilip, bu tahsislerin üzerinde mevcut yapılaşmalar bulunması nedeniyle davacılara ait taşınmaz ile eş değerde olmadığı belirtilmekte ise de, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre düzenleme işleminin değer esaslı olmadığı, ayrıca raporda dağıtımın söz konusu parselin eski kadastro parselinin sınırları dışında verilmek zorunda kalındığından bahsedildiği, sonuç olarak dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ve bu nedenle iptal yönündeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Üye ...'ın; ... tarih ve ... sayılı Osmangazi Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle 24 davacı tarafından bakılmakta olan davanın açıldığı, idare mahkemesince ısrar-iptal kararı verilirken aynı karar ile davacılardan ...., ..., ... ve ...'in ölümü nedeniyle, bu davacılar yönünden dosyanın 2577 sayılı İdari yargılama Usülü Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, sonrasında dava takip hakkı kendisine geçen mirasçılar tarafından yapılan başvuru üzerine dosyanın işleme konulmasına karar verilerek yeni bir esasa kaydedilmek suretiyle anılan 4 davacının mirasçıları yönünden de ısrar-iptal kararı verildiği, bu durumun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na aykırılık teşkil ettiği, zira idari yargılamada tefrik müessesinin olmadığı, özetlenen şekilde gerçekleşen süreçte esas hakkında kararını vererek dosyadan el çeken mahkemenin, ölen davacıların mirasçılarının başvurusu üzerine yapabileceği bir işlem bulunmadığı, bu durumun ancak temyiz mercii tarafından bozma sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle anılan davacıların davaya devamının sağlanabileceği, usül yönünden verilen bozma kararlarında işin esası yönünden de incelenerek karar verilmeyeceği, yolundaki ayrışık oyuna karşılık, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildi:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Osmangazi Belediye Encümeni kararının hukuka aykırı olduğu, söz konusu parselin dokuz ayrı parsel haline getirilmesinin zorunlu olmadığı, düzenleme sınırının Yönetmeliğin 6. maddesine uygun geçirilmediği, parsellerin Yönetmeliğin 8. maddesine uygun oluşturulmadığı, aynı veya yakın yerden parsel verilmediği, düzenleme ortaklık payının doğru hesaplanmadığı, korunması gereken yapıların tam ve hissesiz imar parsellerine intibak ettirilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmediği, eş değer yerden hisse verilmediği iddia edilerek, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    3194 sayılı İmar Kanununun "Arazi ve Arsa Düzenlemesi" başlıklı 18. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde: "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri, malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya veya re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler Valilikçe kullanılır." hükmü, " Parselasyon planlarının hazırlanması ve tescili" başlıklı 19. maddesinde: "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır. Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakati aranmaksızın, sicilleri planlara göre re`sen tanzim ve tesis ederler." hükmü yer almaktadır.
    İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanunu'nun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinde; "Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebilir. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde İmar Kanununun 18 inci maddesi hükmünün tatbiki mümkün olmayan hallerde, müstakil inşaata elverişli olan kadastro parsellerine plana göre inşaat ruhsatı verilir." hükmüne, "Düzenleme sınırının geçirilmesi" başlıklı 6.maddesinde; "Düzenleme Sınırı: a. İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b. İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c. Cami ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde, sınıf bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir." hükmüne; "Düzenleme sahasına alınacak umumi hizmet alanlarının sağlanması" başlıklı 7. maddesinde; "Düzenleme sahasının tespitinde; düzenleme ile iskana açılacak sahanın imar planı ile getirilmiş park, otopark, yeşil saha ve umumi hizmet alanlarının sağlanması için bu alanların, düzenlemeye giren parsellerden dengeli olarak alınacak düzenleme ortaklık payı ile karşılanmasına dikkat edilir." hükmüne, "Düzenleme sırasında korunacak yapılar" başlıklı 8.maddesinde; "İmar veya kadastro parselleri üzerine inşa edilmiş ve düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı bir imar parseli içinde bırakılabilir. Bu gibi yapıların bulunduğu parsellerin yol, meydan, otopark ve yeşil saha gibi yerlere giren kısımları ile bitişiğinde düzgün imar parseli teşkil etmek için bahçelerinden gerekli miktar ifraz edilerek, düzenleme ortaklık payı olarak alınır. Alınacak miktar düzenleme ortaklık payından fazla ise kamulaştırma ile alınabilir." hükmüne, "İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar" başlıklı 10. maddesinde ise; İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında, a.Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı, b. Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesinin sağlanacağı, c. Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, imar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar iddiaları veya parsellerinin, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, davaya konu parselasyonun, Bursa İli, Osmangazi İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parseller ile ... ada, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ...ve ... parsel sayılı taşınmazları kapsadığı, düzenleme sınırının, Yönetmeliğin 5 ve 6. maddelerine uygun olarak belirlendiği, oluşturulan imar parsellerinin, yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planına uygun olduğu, düzenlemede umumi hizmetlere ayrılacak payların doğru olarak hesaplandığı, düzenleme ortaklık payı oranı ile kamu tesisleri arsalarının pay oranının, imar planına göre doğru tespit edildiği ve özet cetvelleri tetkikinden, hesaplamanın doğru yapıldığının görüldüğü, davacıların malik olduğu ... sayılı kadastral parselin imar planında KOP parseli olan kültürel tesis alanı olarak planlandığı, bu nedenle kadastral parselin olduğu yerden davacılara imar parseli verilemediği, kadastral parsele en yakın imar parselleri üzerinde mevcut yapılaşmalar bulunması nedeniyle de davacılara tahsis edilen imar parselinin kadastral parselle eş değer nitelikte olmadığı, dava dosyasında imar adası ve parselleri ölçü krokisi bulunmadığından asgari cephe ve derinlik şartlarının sağlanıp sağlanamadığının tespit edilemediği, uygulama sahasında bulunan kadastro parsellerinin Tapu Sicil Müdürlüğünce onaylı tapu kayıtları dosyada bulunmadığından kadastro parselleri üzerindeki hak ve mükellefiyetlerin ve şerhlerin ne şekilde değerlendirildiği konusunda tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
    Anılan raporun incelenmesinden; davacıların parselasyon sonrasında çok sayıda taşınmazda kadastral parsele uzak noktalarda hisselendirildikleri iddiası konusunda bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediği, bu sebeple anılan iddia araştırılarak yukarıda belirtilen Yönetmeliğin 10. maddesine uygun olarak tahsis yapılıp yapılmadığı, kadastral taşınmaza daha yakın noktalarda daha az sayıda taşınmazda hisselendirilmemelerinin teknik, bilimsel gerekçesinin bulunup bulunmadığı, bu durumun fiili veya hukuki bir imkansızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında gerekli bilgi ve belgeler temin edilerek düzenlemeye giren diğer parseller ile birlikte yeniden yapılacak bir değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Ayrıca, anılan bilirkişi raporunda, düzenleme alanındaki imar planında trafo yeri olarak belirlenen ve uygulama dosyasında KOP parseli olarak hesaplanması gereken ... ada, ... parsel sayılı 40.00 metrekare taşınmazın, imar parseli olarak dağıtım ve tahsisinin yapıldığı, bu nedenle DOP ve KOP hesaplamalarının yeniden yapılması gerektiği belirtilmiş davalı idarece bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde 40 m2 KOP parselinde düzenleme alanındaki tüm hissedarların hisselendirilmesi sonucunda tecviz sınırı dışına çıkılıp payların sıfırın altına kadar küçülmesi durumunun ortaya çıkacağı ve bu durumun kamu yararına aykırı olduğu, sonuç olarak anılan parselin KOP parseli olarak belirlenmesi durumunda 304 ayrı pay oluşturulmasının ve bu payların kamulaştırılmasının mümkün olamayacağı, kaldı ki anılan parselin KOP parseli olarak belirlenmesi durumunda ortaya çıkacak hesap farklarının da yapılacak yuvarlama sonucu tesis edilen işlem ile aynı sonucu doğuracağı savunmasında bulunulmuştur. İdarenin bu savunmasının dava konusu uyuşmazlığın çözümü için detaylı şekilde irdelenmesi zorunluluk arz etmektedir.
    Bu durumda, yukarıda yer verilen tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda, bilirkişi heyetinden ek rapor alınması veya gerekli görülmesi halinde yeni bilirkişi heyeti oluşturularak mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle elde edilecek sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, huzurdaki dosya ile Kurulumuzun E:2021/2892 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; ... tarih ve ... sayılı Osmangazi Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle 24 davacı tarafından bakılmakta olan davanın açıldığı, idare mahkemesince ısrar kararı verilirken davacılardan ..., ..., ... ve ...'in ölümü nedeniyle, bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, sonrasında dava takip hakkı kendisine geçen mirasçılar tarafından yapılan başvuru üzerine dosyanın işleme konulmasına karar verilerek yeni bir esasa kaydedilmek suretiyle anılan 4 davacının mirasçıları yönünden de ısrar-iptal kararı verildiği görülmektedir.
    Anayasa'nın 141. maddesinde; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu belirtilmiş ve bu kural 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesinde; hakimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu şeklinde tanımlanan “Usul ekonomisi ilkesi” olarak vücut bulmuştur. Anılan ilke aynı zamanda yargılama hukukunun genel bir ilkesi olup idari yargılama usulünde de uygulanması gerekir.
    Bu durumda, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevi olduğundan ve aynı uyuşmazlık sebebiyle birlikte açılmış bir davada iki ayrı yargılama dosyası ile yargılamaya devam edilmesi anılan ilkeye aykırılık oluşturacağından Kurulumuzca verilen bozma kararı üzerine en baştan beri yargılamanın devam ettiği bu dosya üzerinden tüm davacılar (ölen davacıların mirasçıları da dahil olmak üzere) yönünden yargılamaya devam edilmesi gerektiği tabiidir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine,
    4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY
    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi