Esas No: 2019/1217
Karar No: 2022/256
Karar Tarihi: 27.01.2022
Danıştay 12. Daire 2019/1217 Esas 2022/256 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2019/1217 E. , 2022/256 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1217
Karar No : 2022/256
TEMYİZ EDEN TARAFLAR :
1- DAVACI : ...
2- DAVALI : ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı, taraflarca temyiz isteminde bulunulmakta ve kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Kamu İhale Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacının, mali ve sosyal haklarının Kurumda 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların göreve başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; davanın reddine ilişkin kararın Danıştay Onbirinci Dairesinin 04/05/2017 tarih ve E:2015/6202, K:2017/4013 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak; "uzman" tanımı kapsamında bulunan "uzman yardımcısı" kadrosunda çalışan davacının parasal ve özlük haklarının hesaplanmasına dayanak alınan 27/06/1989 tarih ve 375 sayılı KHK'ye, 11/10/2011 tarih ve 666 sayılı KHK'nin 1. maddesiyle eklenen ek 11. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan yer alan "uzman" ibareleri Anayasa Mahkemesi kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacıya 08/10/2014 tarihinden sonraki ilk uygulama tarihinden (15/10/2014) itibaren eksik ödenen aylık ve özlük haklarının idareye başvuru tarihinden (15/10/2014) itibaren işletilecek yasal yasal faiziyle birlikte ödenmesine, davanın 08/10/2014 tarihinden sonraki ilk uygulama tarihinden (15/10/2014) önceki aylık ve özlük haklarının tazminine yönelik kısmının ise süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİALARI :
Davacı tarafından, işe başladığı 01/08/2013 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının tamamının tazminine karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; davacının mali ve sosyal haklarının, 15/01/2012 tarihinden sonra göreve başlaması nedeniyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesi ve bu madde uyarınca yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu Kararındaki hükümlere ve belirlemelere göre tespit edildiği, yapılan işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleştirildiği ve 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...15/01/2012" tarihinden sonra..." ibaresinin iptali isteğiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar verildiği, bu nedenle Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından; kararın, davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kısmının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, bu kısma yönelik davacı istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçe ile dava konusu işlemin iptali, davacıya 08/10/2014 tarihinden sonraki ilk uygulama tarihinden (15/10/2014) itibaren eksik ödenen aylık ve özlük haklarının idareye başvuru tarihi olan 15/10/2014 gününden itibaren yürütülecek yasal yasal faiziyle birlikte ödenmesi, davanın 08/10/2014 tarihinden sonraki ilk uygulama tarihinden (15/10/2014) önceki aylık ve özlük haklarının tazminine yönelik kısmının ise süre aşımı yönünden reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, davacının temyiz istemi yönünden oybirliğiyle, davalı idarenin temyiz istemi yönünden oyçokluğuyla, 27/01/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava; Kamu İhale Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacının, mali ve sosyal haklarının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi için yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile göreve başladığı tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
02/11/2011 tarih ve 28103 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Ek 11. maddenin birinci fıkrasının (b) bendiyle, 15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumların kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan murakıp ve uzman unvanlı meslek personelinin ücretlerinin bir aylık toplam net tutarının; Başbakanlık uzmanlarına ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemeyeceği kurala bağlanmış, böylece 15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumlarda göreve başlayan murakıp ve uzman unvanlı meslek personelinin ücret ile diğer mali haklarına 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bir üst sınır getirilmiştir.
Anılan maddenin (b) bendinde yer alan ''uzman'' ibareleri, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2015 tarih ve 29564 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/12/2015 tarih ve E:2015/101, K:2015/111 sayılı kararıyla, 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş ise de; iptal kararından sonra, 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yeniden düzenlenerek, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle getirilen kuralla aynı mahiyetteki düzenleme tekrar anılan bende derç edilmiş, böylece Anayasa Mahkemesi tarafından usulî gerekçelerle iptal edilen kuralla aynı içerikte düzenleme yeniden yürürlüğe konularak 15/01/2012 tarihinden sonra ilk defa atananlar için, anılan Kanunun gerekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, belirtilen tarihten geçerli olacak şekilde, daha önce getirilen ücret kısıtlaması korunmuştur.
Öte yandan; aynı ünvana sahip personele, belirli bir tarihten sonra göreve başlayanlar yönünden farklı ücret ödenmesini öngören düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...15/01/2012" tarihinden sonra..." ibaresinin iptali isteğiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla; düzenleyici ve denetleyici kurumlarda 15/01/2012 tarihinden önce ve bu tarihten sonra göreve başlayanların, aynı hukuki konumda bulunmadıklarından farklı kurallara tabi tutulmalarında eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı gerekçesine yer verilmek suretiyle, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dolayısıyla, 6704 sayılı Kanun'la getirilen düzenleme uyarınca, 15/01/2012 tarihinden sonra göreve başlayanlar bakımından farklı ücret belirlenmesinde, kazanılmış haklar ya da eşitlik ilkesi bakımından Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptali nedeniyle, 6704 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihe kadar davacıya parasal hak ödenip ödenmeyeceği hususuna gelince;
Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararında da açıkça vurgulandığı üzere; 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ilgili hükmünün iptaline ilişkin karar, esasa ilişkin olmayıp, yetki kanunu kapsamında bulunmaması nedeniyle (usul yönünden) verilmiş bir iptal kararı olup, 6704 sayılı Kanun'la yeniden yapılan düzenlemede de, geçmişe etkiler doğurmak üzere 15/01/2012 tarihi belirlendiği dikkate alındığında, halen yürürlükte bulunan ve geçmişe etkiler doğuran hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığı Anayasa Mahkemesi kararıyla belirlenen 6704 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, davacıya geçmişe dönük herhangi bir parasal hak ödenmesine olanak bulunmamaktadır.
Nitekim, benzer uyuşmazlıkta, 6704 sayılı Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlandığı 26/04/2016 tarihine kadar parasal hakların ödenmesi isteğiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin ısrar kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/11/2019 tarih, E:2019/2215, K:2019/5924 sayılı kararıyla onanmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ve temyize konu kararın iptal-kabule ilişkin kısmının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle kararın bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.