7. Hukuk Dairesi 2015/16019 E. , 2015/7777 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, davacının iş akdine haksız ve bildirimsiz olarak son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının Güneydoğu Anadolu ... "de çalıştığını, davalı ... "de herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, husumetin de bu şirkete yöneltilmesinin hatalı olduğunu ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığı, davacının dava konusu dönemde ... "de çalışmasının bulunmadığı, holdinglerin ve holdinglere bağlı şirketlerin birbirlerinin borçlarından sorumlu olacaklarına dair bir hukuk kuralının mevcut olmadığı, davalı ... ye husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı ..."ye yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmek suretiyle davanın, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uygulamada işverenlerin değişik isimler altında işletme ve şirket kurdukları, aynı yerde değişik isimler altında faaliyet yürüttükleri görülmektedir. Buna paralel olarak da işçi bu değişik şirketlerde girdi çıktı yapılarak veya tabela şirketinde çalışırken sigortası başka bir şirket tarafından yatırılıyor gösterilerek çalıştırılmaktadır. Bu gibi olayların çözümünde organik bağ ve birlikte istihdam konuları araştırılmalıdır.
Ticaret sicil kayıtlarında şirketlerin hakim sermaye ortakları ile diğer şirketin ortaklarının aynı olması, şirketlerin ticaret sicilinde kayıtlı adreslerinin aynı olması, faaliyet konularının aynı olması, aynı adreste faaliyet göstermeleri hallerinde organik bağdan söz edilebilir.
Firmaların ticari merkezleri, faaliyet alanları ve yönetim kurulu üyelerinin aynı kişiler olması, davacının ara vermeksizin bir şirketten diğerine geçiş yapması, kesintisiz çalışmaya devam etmesi hallerinde de şirketler arasında organik bağ bulunmaktadır
Bir şirketin kapatılarak kapanan şirketin çalışanlarının aynı ortaklara bağlı başka şirkette çalıştırılması halinde de işyeri devrinden değil organik bağdan hareket etmek gerekir.
Organik bağ birlikte istihdam şeklinde de karşımıza çıkabilir. Birlikte istihdam bir işçinin aynı hizmeti, birbiri ile yönetimsel, ticari veya sözleşmesel bir bağı bulunan birden fazla işverene sunmasıdır. Bu şirketler genel olarak grup veya aile şirketleri olarak karşımıza çıkar. Kısmi süreli çalışma gibi ayrım yapılması hangi şirkete ne kadar hizmet verdiği çalışma içiçe girdiğinden bilinmesi mümkün değildir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı binanın girişinde verilen güvenlik hizmetleri, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmesi, işçinin bütün şirketlere aynı anda hizmet etmesi halinde, ücret işverenlerin biri ya da birkaçı tarafından ödense veya sosyal sigorta priminin başka bir işverence yatırılsa bile birlikte istihdam sözkonusudur.
Organik bağ ve birlikte istihdam hallerinde bütün şirketler işçilik alacaklarından müteselsilen sorumludurlar.
Somut olayda; Mahkemece, davalılar arasında herhangi bir bağ bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... "ye yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; davacıya yapılan 29.05.2012 tarihli fesih bildiriminde, Alman, ... ve ... Mart 2012 döneminde uluslararası şirketler olan ... ile ortaklık oluşturduğu ve Universal Hastaneler Grubu adını aldığı, grup bünyesinde henüz açılmayan ... "nin de bulunduğu, davacının 2008 yılından beri Adana Lokasyonlarının kadrosunda çalıştığı belirtilmiş olup, iş sözleşmesi de Universal Hastaneler Grubu İnsan Kaynakları ve Organizasyonel Gelişim Direktörlüğü tarafından feshedilmiştir.
Davalı yanın bizzat kendi tanıklarının beyanından davacının çalıştığı ... davalı ..."ye bağlı 12. hastane olacağı, davacının iş akdinin feshinin davalı ... tarafından yapıldığı, davacının ücreti davalı ... tarafından ödenmekle ve davacı Güneydoğu ... sigortalı gösterilmekle beraber davacının çalıştığı Alman Hastanesi"nin bazı idari işlemlerin ve denetimlerin davalı ... tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil ve ... kayıtlarından davalı ..."nin holding olduğu ve davalı Güneydoğu ..."nin de bu holdinge bağlı bir şirket olduğu, davalı ... "yi temsile yetkili olan kişilerinden ..."nun davalı Üniversal Sağlık Yatırımları Holding AŞ"nin hisse sahipleri arasında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalılar arasında organik bağ olduğunun ve davalıların hüküm altına alınan işçilik alacakları bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği açıktır.
Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Taraflar arasında fazla çalışma ücret alacağına uygulanan takdiri indirimin oranı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay"ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlemesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre takdir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda indirime gidilmemelidir.
Somut olayda, güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının tanık beyanlarına göre fazla çalışma alacağı tespit olunmuştur. Yerleşik kararlar uyarınca hak edilen fazla çalışma alacağından daha makul bir oranda takdiri indirim yapılması gerekirken hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde %50 oranında takdiri indirim yapılması da hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.