Esas No: 2019/17688
Karar No: 2022/869
Karar Tarihi: 27.01.2022
Danıştay 6. Daire 2019/17688 Esas 2022/869 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/17688 E. , 2022/869 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/17688
Karar No : 2022/869
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tekirdağ İli, Ergene İlçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … YİBF no'lu yapının 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (a), (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlenmediğinden bahisle aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile yeni iş almaktan men cezası verilmesine ilişkin 22/04/2017 tarih ve 30046 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı Olur'unun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı yapı denetim şirketinin denetim sorumluluğunda olan yapıda ruhsat ve eklerine aykırılığı tespit edilen imalatların yapının taşıyıcı sistemi üzerindeki etkisi değerlendirilmeden doğrudan hakkında bir yıl süre ile yeni iş almaktan men cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dava konusu işlemin dayanağı olan ruhsat eki onaylı projelerine aykırı uygulamaların yapıldığı tarihin 2015 yılında yapılan Kanun değişikliğinden önce olduğu, aykırılıkların "eylem tarihi itibariyle" yürürlükte bulunan 4708 sayılı Kanun'un 8. maddesi hükmüne göre değerlendirilmesi gerekeceğinden, o tarihte anılan Yasa hükmünde öngörülmeyen bir yaptırım uygulanmasının "suçta ve cezada kanunilik" ilkesine aykırı düşeceği, alt norm olan Yönetmelik, tebliğ ve genelgelerle aleyhe düzenleme yapılamayacağı belirtilerek, İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Tekirdağ İli, Ergene İlçesi, … ada, … parsel üzerinde bulunan … YİBF no'lu yapıda 21/01/2014 tarihinde yapılan denetimde ruhsat ve eki projesine aykırılıklar tespit edilerek 05/11/2015 tarihli teknik inceleme raporu hazırlanması üzerine yapının 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (a), (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlenmediğinden bahisle aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile yeni iş almaktan men cezası verilmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve …sayılı Olur'unun 22/04/2017 tarih ve 30046 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması üzerine iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Hukuk devleti olduğu vurgulanmış, "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinde ise, kimsenin, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği, ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da bu kuralın uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan anayasal düzenlemelere paralel olarak 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinde; "(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir." hükümleri yer almıştır.
13/07/2001 tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un "Yapı denetim kuruluşları ve görevleri" başlıklı 2. Maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde;"Proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa veya arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol ederek, ilgili idareler dışında başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulmadan, ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek, (c) bendinde; "Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek" ve (g) bendinde; "Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek" yapı denetim kuruluşlarının görevleri arasında sayılmıştır.
Dava konusu işleme dayanak alınan ve davalı idare tarafından yapılan 21/01/2014 denetim tarihinde yürürlükte olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun "Denetim faaliyetinin durdurulması ve izin belgesinin iptali" başlıklı 8. maddesinde; "Yapı denetim kuruluşlarından, bu Kanunda öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri anlaşılanların veya son üç yıl içerisinde üç defa olumsuz sicil alanların veyahut 3 üncü maddenin son fıkrası ile 6 ncı maddenin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket ettiği belirlenenlerin denetim faaliyeti, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıla kadar durdurulur ve belgesi geçici olarak geri alınır. Durdurma kararı, Resmî Gazetede ilan edilir ve sicillerine işlenir. Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar.
Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilir ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilir.
İzin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşunun, kusurları mahkeme kararı ile kesinleşen mimar ve mühendisleri başka bir yapı denetim kuruluşunda görev almaları halinde, görev aldıkları bu kuruluşa izin belgesi verilmez, verilmişse iptal edilir.
Denetim faaliyeti geçici olarak durdurulan veya izin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu hakkındaki bu karar ilgili idareye bildirilir ve denetimini üstlendiği yapıların devamına izin verilmez. Bu durumda, yapım faaliyetine devam edilebilmesi için yapı sahibince başka bir yapı denetim kuruluşunun görevlendirilmesi zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.
23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 32. maddesi ile değişik dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 8. maddesinde, "Yapı denetim kuruluşlarından bu Kanunda ve ilgili mevzuatta öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri tespit edilenlere, tespit edilen fiil ve hâllerin durumuna göre, aşağıdaki idari yaptırımlar uygulanır.
a) Denetim personelinin görevi başında bulunmaması veya yapı denetim kuruluşunun denetim personeline görevi ile ilgili yazılı olarak bilgi vermediğinin anlaşılması,
b) Mevzuatın öngördüğü evrakın tanziminde eksiklik veya kusur bulunması,
c) 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (b) veya (f) bendinde belirtilen görevlerin yerine getirilmemesi, hâllerinde, tespite konu yapının yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %10’u kadar idari para cezası,
ç) Hataların yapının taşıyıcı sistemini etkilememesi kaydı ile, 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, tespite konu olan yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %20’si kadar idari para cezası verilir.
d) 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (d) veya (e) veya (h) veya (ı) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti hâlinde, tespite konu yapının yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %30’u kadar idari para cezası verilir.
Yapı denetim kuruluşlarına denetim sorumluluğunu üstlendiği bir işe yönelik yapılacak tespitler doğrultusunda yukarıdaki bentlerde belirtilen idari müeyyidelerden birden fazla cezanın verilmesinin gerekmesi hâlinde o işe ait yapı denetim hizmet sözleşmesinin en fazla %50’si kadar idari para cezası verilir.
e) Aşağıda belirtilen;
1) Denetim hizmetinin bu Kanunda yazılı asgari hizmet bedelinden düşük bir bedel ile üstlenildiğinin tespit edilmesi,
2) Yapı sahibinden veya vekilinden, yapı denetim hesabına yatırılmaksızın yapı denetimi hizmet bedeli alındığının tespit edilmesi, hâllerinde, üstlenilen denetim işlerinin tamamına ait yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelleri toplamının %3’ü kadar idari para cezası verilir.
f) 6 ncı maddenin birinci fıkrası hükmüne aykırı hareket edilmesi hâlinde üstlenilen denetim işlerinin tamamına ait yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelleri toplamının %2’si kadar idari para cezası verilir.
g) Aşağıda belirtilen;
1) Hataların yapının taşıyıcı sistemini etkilemesi hâlinde 2 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g) bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmemesi,
2) 3 üncü maddenin beşinci fıkrasının birinci cümlesi hükmüne aykırı hareket edilmesi,
3) Yapı denetim kuruluşuna son bir yıl içinde üç defa idari para cezası uygulanması, hâllerinde, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilip öğrenilmesinden veya son idari para cezasının tebliğinden itibaren İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıl yeni iş almaktan men cezası verilir.
h) Yeni iş almaktan men yönünde verilen ilk cezanın ilan edilmesinden sonra, yeni iş almaktan men yönünde cezayı gerektiren ikinci bir fiilin işlenmesi ve bundan dolayı ceza verilip ilan edilmesinden sonra üçüncü defa yeni iş almaktan men yönünde ceza vermeyi gerektiren bir fiilin işlenmesi ve bundan dolayı da ceza verilip ilan edilmesi hâlinde, son ilan tarihinden itibaren Merkez Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça yapı denetim kuruluşunun izin belgesi iptal edilerek faaliyetine son verilir ve teminatı irat kaydolunur.
Yapı denetim kuruluşunun, 3 üncü maddenin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi hükmüne aykırı hareket eden veya yapı denetim kuruluşunda görevli iken laboratuvar kuruluşlarında da görev alan mimar ve mühendislerine İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.
İdari para cezası, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilmesini müteakip yapı denetim kuruluşunun ve ilgililerin savunmaları alınarak verilir ve yazılı olarak tebliğ edilir.
İdari para cezasına karşı on beş gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. Bu süre içinde itiraz yoluna başvurulmaması hâlinde idari para cezası kesinleşir. İtirazlar, zaruret olmayan hâllerde evrak üzerinde incelenerek en kısa süre içinde karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen mahkeme kararları kesindir.
Yeni iş almaktan men ve faaliyetine son verme cezalarına dair işlemler, Resmî Gazete’de ilan edilir.
Yeni iş almaktan men cezası, yapı denetim kuruluşunun denetimindeki diğer işlerin devamına mani değildir. Ancak, yapı denetim kuruluşuna yeni iş almaktan men cezası verilmesine esas olan yapım işinin devam edebilmesi için, yapı sahibi tarafından başka bir yapı denetim kuruluşu görevlendirilmedikçe, ilgili idare tarafından işin devamına izin verilmez. Faaliyete son verme cezası verilen hâllerde de, yapı denetim kuruluşunun denetimini üstlendiği yapıların devamına, yeni yapı denetim kuruluşu görevlendirilmedikçe ilgili idare tarafından izin verilmez.
Yeni iş almaktan men cezası alan yapı denetim kuruluşunun ortakları, ceza süresi içinde; faaliyete son verme cezası alan yapı denetim kuruluşunun ortakları ise, üç yıl süre içinde herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan denetçi mimar ve denetçi mühendislerin belgeleri, Merkez Yapı Denetim Komisyonunun kararı ile iptal edilir. Bu suretle belgesi iptal edilen denetçi mimar ve denetçi mühendisler, üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan teknik personel, üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz..." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, ilk olarak, idari yaptırımlar açısından, lehe olan hükmün uygulanması ilkesinin geçerli olup olmayacağının ortaya konulması gerekmektedir.
Kaynağını Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesinden alan ve aslında Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan, lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiil sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunuyorsa veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine ise, sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
Suçta ve cezada kanunilik ilkelerinin değerlendirildiği Anayasa Mahkemesinin 20/10/2011 tarih ve E:2010/28, K:2011/139 sayılı kararında, Anayasa'nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığı vurgusu yapılmıştır.
Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda idari işlem niteliğindeki idari yaptırımların da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmektedir.
Ancak, Anayasa Mahkemesinin anılan değerlendirmesi de göz önünde bulundurulduğunda, ilke olarak suç ve cezada lehe olan normun uygulanması kuralının, henüz kesinleşmemiş ve infazı devam eden idari yaptırımlar yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise idari yaptırım uygulanacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerekmektedir.
İdari yaptırımlarda lehe hükmün uygulanması gerektiği sonucuna varıldığından, uyuşmazlığa konu aykırılıkların tespit edildiği tarihteki denetim faaliyetinin bir (1) yıl süreyle durdurulması yaptırımının dayanağı olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesi ile dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan ve 23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile yapılan değişikliklerin, davacı yapı denetim Şirketi açısından, lehe olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
4708 Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un aykırılıkların tespit edildiği tarihte yürürlükte olan 8. maddesindeki düzenleme uyarınca; bu Kanun'da öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmediği anlaşılan, son üç yıl içerisinde olumsuz sicil alan, denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyette bulunduğu anlaşılan veya Kanun'un 6. maddesinin 1. fıkrasında belirlenen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyeti, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir (1) yıla kadar durdurulmakta ve belgesi geçici olarak geri alınmaktaydı. Bu süre içerisinde yapı denetim kuruluşu ve bu duruma sebep olan mimar ve mühendisleri başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamamakta, faaliyeti üç (3) defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilmekte ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilmekteydi.
23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 8. maddesi madde başlığı da dahil olmak üzere tümüyle değiştirilmiştir.
Dava konusu … tarih ve …ayılı işlem tarihinde yürürlükte olan İdari müeyyideler ve teminat başlığı taşıyan yeni 8. maddede; yeni idari yaptırım türleri getirilerek kademeli bir sistem öngörülmüştür. Üç kademeden oluşan yeni idari yaptırım sisteminin ilk kademesinde, aynı Kanun maddesinde belirtilen fiilleri işleyen yapı denetim kuruluşlarının öncelikle idari para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Bu kapsamda, uyuşmazlıkta, davacı yapı denetim kuruluşunun da cezalandırılmasına neden olan Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin 4. fıkrasının (c) ve (g) bentlerine aykırılık hali, yapının taşıyıcı sistemini etkilemediği takdirde, idari para cezası ile cezalandırılmayı gerektiren bir fiil olarak düzenlenmiştir.
Yeni sistemin ikinci kademesinde, 8. maddenin 1. fıkrasının (g) bendinde belirtilen, son bir (1) yıl içinde üç (3) defa idari para cezası uygulanması hali, denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyetle uğraşılması hali ve yapının taşıyıcı sistemini etkileyen Kanun'un 2. maddesinin 4. fıkrasının (a), (c) ve (g) bentlerindeki görevlere aykırılık hallerinin gerçekleşmesi durumunda bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasının verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yeni sistemin son kademesinde ise, üçüncü defa yeni iş almaktan men cezasının idari anlamda kesinleşmesi halinde yapı denetim kuruluşunun izin belgesinin iptal edilerek faaliyetine son verileceği ve teminatının irat kaydolunacağı düzenlenmiştir.
Kanun'un öngördüğü yeni yaptırım düzeninde, yapı denetim kuruluşunun, gerçekleştirdiği aykırılığın büyüklüğüne göre cezalandırılması sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır.
Kanun'un düzenleniş tarzı itibarıyla, idari para cezasının, bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasından, bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezasının ise izin belgesinin iptal edilerek faaliyete son verme cezasından daha hafif yaptırımlar olduğu görülmektedir.
Kanun'un ilk halinde idari para cezası yaptırımına yer verilmeyerek, Kanun'da öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmediği anlaşılan yapı denetim kuruşulunun denetim faaliyetinin bir (1) yıla kadar durdurulması esası benimsenmiştir. Ayrıca, Kanun'un yeni halindeki gibi, tespit edilen aykırılıkların yapının taşıyıcı sistemi üzerinde etkisi olup olmadığı yönünden bir ayrımın da yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Denetim faaliyetinin bir (1) yıla kadar durdurulması yaptırımının, yapı denetim kuruluşunun, bu süre içerisinde elinde mevcut denetim işleri de dahil olmak üzere, yapı denetimiyle ilgili hiçbir iş ve işlem yapamaması sonucunu doğurduğu açıktır. Kanun'un öngördüğü yeni yaptırım düzeninin ikinci kademesinde yer alan bir (1) yıl yeni iş almaktan men cezası ise, yaptırımın uygulanmasına neden olan yapıdaki yapı denetim işiyle ilişik kesilmesine neden olan ve yeni iş alınmasını engelleyen bir yaptırım türüdür. Bu yaptırımın uygulandığı durumlarda, yapı denetim kuruluşu, yaptırımın uygulanmasına neden olan yapı dışındaki mevcut işlerine devam etme hak ve yetkisine sahip olmakta, ancak yeni iş alamamaktadır. Dolayısıyla, mülga düzenlemeye göre üst sınır olan bir (1) yıl süreyle faaliyetin durdurulması yaptırımının, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasına nazaran, neticesi itibarıyla daha ağır olduğu tartışmasızdır.
Ayrıca, yapı denetim kuruluşları açısından, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasının, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu değerlendirildiğinden, Kanun'un yeni halinde bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasından daha hafif bir yaptırım olarak öngörülen idari para cezasının, evleviyetle, bir (1) yıl süreyle denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımından lehe olduğu sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davaya konu işlemle davacı yapı denetim kuruluşuna, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin 4. fıkrasının (a), (c) ve (g) bentlerine aykırılık hali nedeniyle, bir (1) yıl süreyle yeni iş almaktan men cezası verildiği, eylem tarihi itibarıyla uygulanması gereken yaptırımın işlem tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere nazaran aleyhe olması sebebiyle idare tarafından işlem tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre yaptırım uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; yapı denetim şirketine uygulanan bir yıl süreyle yeni iş almaktan men cezasının verilme şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eylem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 4708 sayılı Kanunun 8. maddesi hükümlerine göre yaptırım uygulanmasının gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kararda açıklanan gerekçe ile reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.