7. Hukuk Dairesi 2015/15139 E. , 2015/7776 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, haksız, sebepsiz ve bildirimsiz olarak iş akdinin feshedildiğini öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
İş mahkemesinin görevi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde görev itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında görev itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de res"en görev hususunu araştırabilir.
4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
İş Kanununun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 50"den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın İş Mahkemesi yerine görevli Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir .
Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 66"ncı maddesi uyarınca İş Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanununun 4"üncü maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre; tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde, halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde çalışanların, İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
Diğer taraftan işçi tarım işinde çalışırken, bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir (bekçilik, şoförlük vb.). Bu durumda, yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanması asıldır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında ne iş yaptığını belirtmemiş, davalı ise davacının çoban olarak görev yaptığını savunmuştur. Hizmet akdinde ise davacının çoban olduğu belirtilmiştir. Davacı tanıklarından C.. D.., davacının sağımhanede, buzağı bakımı, revir ve yemleme işlerinde çalıştığını, davacı tanığı Orhan Dilber davalıya ait işyerinde hayvan bakımı dışında da işler yaptıklarını beyan etmiş, davalı tanığı İ.. Ş.. ise davacının davalıya ait çiftlikte hayvanların bakımı ile ilgilendiğini bildirmiştir. Mahkemece, karar gerekçesinde davacının ne iş yaptığı konusunda bir tespit ve ya değerlendirmeye yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından yapılan işin tarım işi olup olmadığı tespit edilip, davalıya ait işyerinde çalışan işçi sayısı belirlenip yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Görev konusu, mahkemece re’sen araştırılması gereken bir konu olması nedeniyle tarafların bunu ileri sürüp sürmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Karar bu yönüyle bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itarazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.