Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3851
Karar No: 2018/10013
Karar Tarihi: 24.10.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3851 Esas 2018/10013 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir tüketici ile davalı arasındaki tazminat davasını ele almıştır. Davacı, Turkuaz Vadisi Konutları'ndaki dairenin lüks ve prestijli bir konut olarak nitelendirildiği şartname ve tanıtım materyallerinde belirtilen özelliklere sahip olmadığını iddia etmiş ve değer kaybı nedeniyle tazminat talep etmiştir. Davalı ise ayıpların açık ayıp olduğunu ve ihbarın süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davacının talebini kabul etmiş, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kararda, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenlemenin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde yer aldığı belirtilmiştir. Ayıpın tanımı yapılmış ve ayıp ihbarının zamanlamasıyla ilgili olarak hükümler açıklanmıştır. Satış tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan kanuna göre, tüketici malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Gizli ayıpların ise ihbar süresine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, genel hükümlere göre çözümleneceği belirtilmiştir.
Ancak, mahkemece davacının ileri sürdüğü açık ve gizli ayıp hususlarının yeterince değerlendirilmediği ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın eksik inceleme ile yazılı şekilde verildiği ve usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varılmış ve karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmamıştır, ancak kararda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 223. maddesi (818 sayılı Borç
13. Hukuk Dairesi         2016/3851 E.  ,  2018/10013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı ile imzalanan satış sözleşmesi ile Turkuaz Vadisi Konutları, ... nolu daireyi satın aldığını, davalı idarenin lüks ve prestijli konut olarak nitelendirdiği Turkuaz vadesi konutlarına ilişkin hazırlamış olduğu mahal listesi, şartname, tanıtım broşürlerinde belirtildiği özelliklerde daireyi teslim etmediğini, davalı idarenin vaat etmiş olduğu hususları yerine getirmediğini, dairenin bulunduğu bloğun ortak alanlarının fen, inşaat ve sanat kurallarına uygun yapılmadığını, gerek daire içinde ve gerekse ortak alanlardaki imalatlarda eksik ve ayıplı işlerin bulunduğunu ileri sürerek; mevcut ve inceleme sırasında bilirkişi tarafından res"en tespit edilecek açık ve gizli ayıplar, eksik işler, fen ve sanat kaideleri ve yüksek kaliteli inşaat teknikleri uyarınca mutlaka yapılması gerektiği halde yapılmayan işler ve yapılan eksik ve ayıplı imalatlar, kalitesiz malzeme kullanılması ve satış broşürlerinde taahhüt edilen çevre düzenlemesi ve sosyal tesislerin yapılmaması nedeniyle bağımsız bölüm bedelinde meydana gelen değer düşüklüğü nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 1.500,00TL"nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, 3.12.2014 tarihli dilekçe ile talebini 18.225,10TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı, davacının konutu teslim tutanağı ile ihtirazi kayıt öne sürmeden teslim aldığını, iddia edilen ayıpların açık ayıp olduğunu, ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
    Davalı, iddia edilen ayıpların açık ayıp olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
    Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
    Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
    Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
    Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. ( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.
    Satış tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
    Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK"nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 23.9.2011 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya aynı tarihte teslim edildiği ve 3.7.2013 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususla ilgili “açık ayıp” ve “gizli ayıp” ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmadan konutta oluşan değer kaybı ve ayıplı imalat bedeline ilişkin hesaplama yapılmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece bağımsız bölümün teslim tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle davacının ileri sürdüğü hususlara ilişkin “açık ayıp” ve “gizli ayıp” değerlendirilmesi yapılıp, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu da araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi