3. Hukuk Dairesi 2019/12 E. , 2019/7633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; daha önceden belirlenen, 08/10/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mirasbırakan (kızkardeşi) ..."ın 07/02/2014 tarihinde öldüğünü, İstanbul 2. Noterliğinin 25/03/2010 tarihli 3686 sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetname ile ... lehine vasiyet yaptığını, Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/152-332 sayılı dosyasında vasiyetnamenin okunduğunu, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığını, alınmış doktor raporunun yetersiz olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, murisin düzenlettiği vasiyetnamenin şekil şartına uygun olmadığını, murisin okuma-yazma bildiğini, vasiyetnamede imza kullanmadığını, parmak basmak suretiyle vasiyetnamenin düzenlendiğini, bu nedenle vasiyetnamenin yasal şekle uygun olmadığından dolayı geçersiz olduğunu, belirterek vasiyetnamenin şekil ve esas bakımından iptaline, saklı payının adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin yasa usul ve şekil şartlarına uygun olduğunu, murisin son arzularını içerdiğini, murisin okuma-yazmasının yeterli olmadığını, parmak izi basmasının vasiyetnameyi geçersiz hale getirmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; "...murisin olay tarihinden önce tedavisine ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, dosya içinde tanık delili dahil bu konudaki iddiaya ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, aksine vasiyetname öncesi düzenlenen sağlık kurulu raporunda murisin akli dengesinin yerinde olduğu hususunun ifade edildiği, bu durumda hukuki ehliyetsizlik iddiası ile ilgili dosya içerisinde herhangi bir delil ya da emare bulunmadığından bu aşamada bilirkişi incelemesi yapılmasının sonuca etkili olmayacağı, usul ekonomisi kuralları ve özellikle yargılamanın en az giderle bitirilmesi zorunluluğu nazara alındığında dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesinin uygun olmadığı, davacı tarafın konu ile ilgili ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği sonucuna varılmakla anılan husustaki talebin reddine hükmedilmiştir.
Dava konusu olayda davacı tarafça ilgili vasiyetnamenin okuma yazma bilmeyen kişiler için ön görülen usule göre düzenlendiği, buna karşın anılan kişinin okuma yazma bildiği gerekçesiyle de vasiyetnamenin iptali talep edilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre okur yazar olan kişilerin okuma yazma bilmeyen kimselere mahsus şekilde vasiyetname düzenleyebilecekleri ve ölüme bağlı tasarrufların yorumunda onları geçersiz kılacak şekilde değil, geçerliliğini sağlayacak biçimde yorum yapılması gereği açıktır.
Dava konusu olayda davacı tarafın anılan husustaki iddiası kabul edilse bile (dosyaya bu konuda da açık bir delil sunulmamıştır.) muris için TMK nun 533 maddesi uyarınca okuma yazma bilenler için ön görülen vasiyetname usulüne uyulmayıp, aynı kanunun 535. Maddesi uyarınca vasiyetname düzenlemesi hukuken geçerlidir. Sözkonusu vasiyetnamenin TMK nın 535. maddesinde belirtilen şekle uyularak düzenlendiği de nazara alınarak davacı tarafın anılan husustaki iddialarının da yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkememizce anılan nedenlerle davanın reddine"" karar verilmiş, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; "... murisin fiil ehliyetinin bulunmadığına yönelik iddianın TMK"nın 557. maddesi gereği tasarruf ehliyeti bulunmadığına ilişkin ehliyetsizlik iddiasının ispatlanamadığı, vasiyetnamenin murisin okuma-yazma bildiği halde parmak basmak suretiyle düzenlendiğine yönelik şekil noksanlığına ilişkin iptal talebinin TMK"nın 535. maddesi uyarınca yerinde olmadığı, murisin düzenletmiş olduğu vasiyetnameyi parmak basmak suretiyle tasdik ettiği anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine" karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının şekil eksikliğine yönelik temyiz itirazının reddi gerekir.
2-) Davacının ehliyetsizlik iddiasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bilindiği üzere, Türk yargı sisteminde hâkim, kendiliğinden bir davayı inceleyip, uyuşmazlığı çözemez. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da, hâkim tarafların istekleri (taraflarca hazırlama ilkesi) ile bağlı tutulmuştur (HUMK m.72, 75, HMK. m. 24,25)
Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz. Ancak, hâkim bilirkişi deliline kendiliğinden (re"sen) başvurabilir (HUMK. m.275, HMK. m. 266)
Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırları dâhilinde olmak üzere, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında tarafları dinleyebilir ve gerekli delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir.(HUMK. m. 75/3, HMK. m 31 - Prof. Dr. Baki Kuru; Hukuk Muhakemeleri Usulü, Baskı: İstanbul 2001, Cilt:2 Sf: 1922).
Somut olayda, davacı taraf; murisin, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin olmadığını belirterek, vasiyetnamenin ehliyetsizliğe dayalı olarak iptalini talep etmektedir.
Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele fiil ehliyetinin nispi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Şu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekmektedir.
O halde mahkemece; dosya kapsamına göre, ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti amacıyla Adli Tıp Kurumundan rapor alınmalı, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi
kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden iadesine, 08/10/2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı; vasiyetcinin fiil ehliyetinin bulunmadığı ve şekil şartlarını taşımayan vasiyetnamenin iptalini talep etmiş, mahalli mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinde davacının istinaf talebinin esasdan reddine karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk tarafından dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevki ile vasiyetcinin fiil ehliyeti bakımından rapor aldırılması için bozma kararı verilmiş ise de; davacı dava dilekçesinde iddia ile yetinmiş, tanık, sağlık tedavisi, ilaç, rapor gibi delillere dayanmamıştır. SGK medula sisteminden yapılan kontrolde vasiyetçinin hiçbir sağlık kurumuna başvurmadığı, ilaç ve tedavi evraklarının bulunmadığı ve vasiyet öncesi noterin sevki ile Haseki Hastanesi Psikiyatri Polikliğinden aldırılan raporda hukuki işlem yapmasına engel olacak herhangi bir akıl hastalığı ve zayıflığı tespit edilmediği bildirilmekle; somut uyuşmazlıkta meselenin davanın sübutu ile davacının delillerini teksif etmesi ilkesi çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği halde delil bildirmediği, bu suretle iddiasının sübuta ermediği anlaşılmakla istinaf kararının onanması gerektiği kanaatıyla sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 08/10/2019