10. Hukuk Dairesi 2019/5859 E. , 2020/3004 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2017/637-2018/538
Dava, hak sahibi konumundaki davacının 5510 sayılı Kanun hükümleri göre kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı 30.12.1996 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlandığı, Kuruma yapılan ihbar üzerine yapılan soruşturma sonucunda, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle 23.10.2008 tarihi itibarıyla aylığının kesildiği, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, davacının "..." adresinde oturduğu ve adresini hiç değiştirmediği, eski eşin ise adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde bir adresi olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı ile eski eşin boşanma tarihinden yaklaşık 11 sene sonra 22.07.2007 tarihinde yapılan genel seçimde aynı sandıkta oy kullanmaları, denetmen raporuna esas zabıta tutanağını düzenleyen polis memuru tanık beyanları, ... Köyü muhtarı ...’ün, eski eş ...’un, davacının az yukarıda yazılı adresinde ikamet ettiği, ... Köyü’nde ikamet etmediğine dair 14.07.2010 tarihli tutanaktaki beyanı, boşanılan eşin boşanma tarihinden sonra yeni bir ikamet adresi bildirmemesi, davacı ve eski eşin ortak çocuklarının babalarının adresine ilişkin aşamalardaki çelişkili beyanları ve yine çocukların, anneleri öldükten sonra babalarını yanlarına aldıkları, daha önce belli bir ikameti olmadığı, bu sebeple nerede oturduğunu bilemedikleri yönündeki 28.06.2018 tarihli duruşmadaki beyanları, davacının yargılama aşamasında 27.10.2017 tarihinde vefatından sonra, eski eşin, müteveffa davacı adresini yerleşim yeri adresi olarak bildirmesi, başka bir dava ile ilgili olarak tanık konumunda yer alan müteveffa davacı ve eski eşe çıkarılan tebligatların, az yukarıda yazılı davacı adresinde 13.05.2010 tarihinde kızları 24 yaşındaki ...’a tebliğ edilmesi hususları ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde müteveffa davacının eski eşi ile birlikte yaşadığı anlaşılmakta olup, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.