Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Yargılama sırasında İcra Mahkemesi’nin ara kararı nedeniyle Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 06.12.2007 tarihli raporda inkar edilen imzanın borçlu eli ürünü olduğu belirtildiği halde, hazırlık tahkikatı sırasında Cumhuriyet Savcılığı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü Polis laboratuvarından alınan 08.06.2007 tarihli raporda ise imzanın borçlu O. K..’ya ait bulunmadığının ifade edildiği tespit edilmiştir. Aynı bono nedeniyle resmi nitelikteki kurumların aldığı bilirkişi raporları arasındaki aykırılık, uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan alınacak yeni bir raporla giderilmeden Adli Tıp raporuna üstünlük tanınarak sonuca gidilmesi yasaya aykırıdır. Ayrıca Ceza Mahkemesi’ne sahtecilik sebebiyle Denizli C.Başsavcılığı’nın 29.06.2007 tarihli iddianamesiyle dava açılmıştır. Ceza davasında borçlunun kişisel hak bakımından senedin iptalini isteyip istemediği araştırılarak HUMK.nun 314, 316 ve 317. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmeli ve anılan davanın icra takibi bakımından bekletici mesele kabulü gerekip gerekmediği hususu üzerinden durulmalıdır. (HGK. 06.07.2002 tarih ve 2002/19-18 E. 2002/48 K.) Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.