Esas No: 2022/13477
Karar No: 2022/12821
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/13477 Esas 2022/12821 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/13477 E. , 2022/12821 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile aralarında organik bağ bulunan dava dışı ... Holding bünyesinde gitmiş olduğu ... ülkesinde mevcut projede 2009-2015 yılları arasında beton formeni olarak aylık 2.200,00 ... doları ücret ile çalıştığını, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini ve alacaklarının ödenmediğini, davalı ve dava dışı ... Holding arasında organik bağ bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının huzurdaki davada yer alan haksız taleplerinin muhatabının davalı olmadığını, davacı 2009 -2015 yılları arasında çalıştığını iddia etmiş ise de davacının 05.....2015 - 03.10.2017 tarihleri arasındaki işvereni olan ... Altyapı Şirketinin Mayıs 2012 tarihinde kurulduğunu, bu nedenle davacının mevcut olmayan bir Şirkette çalıştığı iddiasının yerinde olmadığını, ... Holding isimli bir Şirket de olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2019 tarihli ve 2018/216 Esas, 2019/511 Karar sayılı kararıyla;
"...Dosyaya celb edilen belgeler, cevabi yazılar, ... kayıtları, yurtdışı giriş-çıkış kayıtları, dinlenen tanık beyanlarının değerlendirilmesi, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, davacının 11.05.2009-19.02.2015 tarihleri arası ... Altyapı Yatırımları ve İnşaat A.Ş. şirketini devralan davalı şirket nezdinde 5 yıl 9 ay 8 gün süre ile ve aylık net 2.200,00 USD, brüt 2.685,78 USD ücret ile çalıştığı benimsenmiştir.
..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 17.11.2021 tarihli ve 2019/3860 Esas, 2021/2355 Karar sayılı kararıyla;
"...Her ne kadar davalı vekili, davanın muhatabının müvekkili şirket olmadığını, ... Holding ile müvekkili şirket arasında organik bağ bulunmadığını ileri sürmüş ise de, ticaret sicil kayıtları içeriğinden davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki davalının kendi tanıkları yeminli ifadelerinde, ... İnşaat firmasının ... İnşaatla birleştiğini, ... İnşaatın adının ... olduğunu beyan etmişlerdir.Her ne kadar davalı vekili, davanın muhatabının müvekkili şirket olmadığını, ... Holding ile müvekkili şirket arasında organik bağ bulunmadığını ileri sürmüş ise de, ticaret sicil kayıtları içeriğinden davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kaldı ki davalının kendi tanıkları yeminli ifadelerinde, ... İnşaat firmasının ... İnşaatla birleştiğini, ... İnşaatın adının ... olduğunu beyan etmişlerdir.
..." gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 29.03.2022 tarihli ve 2022/2138 Esas, 2022/4112 Karar sayılı bozma ilâmında;
"...Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi davalı ve dava dışı ... Holding arasında organik bağ bulunduğunu ileri sürerek dava konusu alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş, davalı ise davacının çalıştığını ileri sürdüğü dava dışı şirket ile arasında organik bağ bulunmadığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı ile davacının çalıştığını ileri sürdüğü dava dışı şirket arasında nasıl bir bağlantı bulunduğu gerekçelendirilmeksizin dava konusu alacaklardan davalının sorumluğuna karar verilmiş olup istinaf kanun yolu incelemesinde davalının bu yöndeki istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince; tanık beyanları ile ticaret sicil kayıtları içeriğinden davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu gerekçe gösterilerek reddedilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
Şöyle ki dava konusu alacakların davacının 11.05.2009-19.02.2015 tarihleri arasında geçen çalışmasından kaynaklandığı, davacının anılan dönemdeki çalışmasının dava dışı ... Holding unvanlı şirket nezdinde geçtiği ve davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu ileri sürülmüş ise de banka hesap dökümleri, tanık beyanları, davacının 28.05.2019 tarihinde Uyap üzerinden ibraz ettiği belgeler ve ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde söz konusu dava dışı şirketin yurt dışında kurulduğu ve ortaklarının davalı şirket yöneticileri ile aynı kişiler olmadığı anlaşılmış olup yukarıda işaret edildiği üzere yabancı kişinin ortaklığının gerçek bir ortaklık olmadığı ve ortaklığın ilgili ülkede ... yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesi için yapıldığı hususlarının da ispat edilemediği gözetilmeksizin davalı yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken söz konusu iki şirket arasında organik bağ bulunduğundan bahisle dava konusu alacaklardan davalının sorumluluğuna hükmedilmesi isabetli olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyulmakla;
"...Davalı vekilince davacının işçilik alacakları hususundaki iddia ve talepler yönünden müvekkili şirketin sorumlu olmadığı beyan edilerek husumet itirazında bulunulmuştur. Mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay ilamı doğrultusunda; davacının işbu davada talep etmiş olduğu işçilik alacaklarının 11.05.2009-19.02.2015 tarihleri arasında geçen çalışmasından kaynaklandığı, davacının ilgili dönemdeki çalışmasının dava dışı ... Holding unvanlı şirket nezdinde geçtiği, her ne kadar davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu ileri sürülmüş ise de, dosyada mevcut banka hesap dökümleri, tanık beyanları, davacının 28.05.2019 tarihinde Uyap üzerinden ibraz ettiği belgeler ve ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu dava dışı şirketin yurt dışında kurulduğu ve ortaklarının davalı şirket yöneticileri ile aynı kişiler olmadığı anlaşılmış olup, yabancı kişinin ortaklığının gerçek bir ortaklık olmadığı ve ortaklığın ilgili ülkede ... yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesi için yapıldığı hususlarının da ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça ispat edilemediği görülmekle, davalı yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu ..." gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dışı ... Holding ile davalı Şirket arasındaki organik bağın internet sitesi kayıtları, ticaret sicil ilanları ve tanık beyanları ile kanıtlandığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ile dava dışı Şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve buna göre davalı Şirketin, dava konusu alacaklardan sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.