
Esas No: 2019/609
Karar No: 2020/3003
Karar Tarihi: 09.06.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/609 Esas 2020/3003 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/127-2018/596
Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, birleşen dava, yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylığının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı/birleşen dosya davacısı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 2008 yılında kesinleşen hak sahibi kız çocuğu konumunda yer alan davalıya, 2000 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca, 17.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 17.10.2008 – 16.02.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların tahsili için borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine dair verdiği ilk karar dairemizin 25.03.2014 tarihli ilamı ile bozulmuş ise de, bozma ilamı gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, Kurum denetim raporunda adları yazılı olan komşular ..., ... ve ...’ın kamu tanığı olarak beyanlarına başvurulmadığı, davacı tanığı olarak komşu ...’ün dinlenilmesi ile yetinildiği, yine bozma öncesi 23.05.2012 tarihli ve bozma sonrası 18.10.2018 tarihli duruşmada dinlenilen mahalle muhtarı ...’in beyanları arasındaki açık çelişkinin giderilmediği (ilk beyanında davacıyı ve boşandığı eşini evrak üzerinden tanıdığı şahsen tanımadığı, kayıtlara göre davacının 14.09.2009 tarihinde mahalleye kaydının yapıldığı ve halen burada göründüğü, eşi ...’ın ise 26.08.2010 tarihinde kayıt yaptırdığı ve aynı adreste ikamet ettiklerinin görüldüğü, fiili durumu bilmediği - ilk beyandan yaklaşık 6 sene sonraki beyanında ise; 1999 yılından beri muhtarlık yaptığı, davacıyı mahallede oturması nedeniyle tanıdığı, davacının ilk geldiğinde eşi ... ’in yanında olmadığı, bir kaç sene sonra eşinin mahalleye taşınarak kaydını yaptırdığı, bizzat ayrı yaşadıklarını bildiğine dair), haklarında verilen boşanma kararı 21.02.2008 tarihinde kesinleşen davacı ve eski eşin Muratpaşa İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 29.05.2013 tarihli yazısı ekinde gönderilen mernis adreslerinin, davacının Antalya’daki adresini beyan ettiği 14.09.2009 tarihine kadar “...” adresi olarak aynı adres olduğu hususu ile su ve elektrik aboneliklerinin 26.08.2009 tarihinde boşanılan eş ... adına açıldığı hususlarının değerlendirilmediği ve yine boşanılan eş ile 26.10.2010 tarihinde yeniden evlenmeye ilişkin olgunun eldeki davaya etkisi üzerinde de durulmadığı anlaşılmakla, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde davalı/birleşen dosya davacısı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.