Esas No: 2021/3530
Karar No: 2022/207
Karar Tarihi: 27.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3530 Esas 2022/207 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3530 E. , 2022/207 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3530
Karar No : 2022/207
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Türk...Odaları Birliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF :1- (DAVACI) : ...Bakanlığı
2- (DAVACI YANINDA MÜDAHİL): ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/06/2021 tarih ve E:2020/6499, K:2021/3004 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 27/03/2014 tarih ve 28954 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Muhasebe Meslek Mensuplarının Etik Eğitimi ve Etik Sözleşme Yapılması Hakkında Tebliğ'in iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/06/2021 tarih ve E:2020/6499, K:2021/3004 sayılı kararıyla, Dairelerinin dava konusu Tebliğ'in 12. maddesi ile 13. maddesinin 2. fıkrasının iptaline, dava konusu diğer kısımları yönünden ise davanın reddine ilişkin 17/01/2019 tarih ve E:2014/4684, K:2019/222 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/06/2020 tarih ve E:2019/2895, K:2020/892 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozulan kısım yönünden bozma kararına uyularak;
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun1. maddesinin 1. fıkrası, 29. ve 50. maddeleri, 11/06/1990 tarih ve 20545 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetmeliği'nin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (e), (k) ve (m) bentleri, 19/10/2007 tarih ve 26675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin Mesleki Faaliyetlerinde Uyacakları Etik İlkeler Hakkında Yönetmelik'in 1., 2. ve 7. maddeleri, dava konusu Muhasebe Meslek Mensuplarının Etik Eğitimi ve Etik Sözleşme Yapılması Hakkında Tebliğ'in 1., 2. ve 3. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Amacı, kapsamı ve dayanağı yukarıda belirtilen dava konusu Tebliğ'in hukuka uygun olup olmadığının, idarenin düzenleme yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği,
Uyuşmazlığın çözümü için, genel olarak, idarenin düzenleme yetkisinin kapsamı ve bu bağlamda idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisi üzerinde durulması gerektiği, Anayasa'nın 124. maddesinde "Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazete'de yayımlanacağı kanunda belirtilir." hükmünün, idarenin özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturduğu,
İdarenin düzenleme yetkisinin aslında ikincil, türev nitelikte olduğu hususunda bugün için bir duraksama bulunmadığı, Anayasa'ya göre, idarenin, düzenleme yetkisini kanunlar çerçevesinde ve kanunlara uygun olarak kullanmasının gerekli olduğu, kanunun öngördüğü düzenleme yetkisinin yine kanunda belirtildiği gibi kullanılmasının, kanun hükmü bir konunun yönetmelikle düzenlenmesini öngörüyorsa düzenlemenin yönetmelikle yapılmasının zorunlu olduğu,
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlığa bakıldığında, davalı idarenin dava konusu alandaki düzenleme yetkisinin ve bu yetkinin hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının irdelenmesi gerektiği,
3568 sayılı Kanun'un 29. maddesinde, mesleğin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmanın, meslek mensuplarının menfaatlerini, mesleki ahlak, düzen ve geleneklerini korumanın Birliğin görevleri arasında olduğunun belirtildiği, 50. maddesinde ise, bu Kanun'da düzenlenmesi yönetmeliğe bırakılan hususlar ile Kanun'un uygulanabilmesi için yönetmelikte yer alması gereken diğer konuları kapsayan yönetmeliklerin yürürlüğe konulması konusunda özel bir yöntemin getirildiği,
Değinilen Kanun hükümlerinin birlikte incelenip değerlendirilmesinden; davalı idarenin, muhasebe meslek mensuplarının uyacakları etik ilkelere ilişkin hususları, çıkaracağı yönetmelik ile düzenlemesi gerektiği,
Nitekim, 3568 sayılı Kanun'un 50. maddesine dayanılarak hazırlanan, "Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin Mesleki Faaliyetlerinde Uyacakları Etik İlkeler Hakkında Yönetmelik"in 19/10/2007 tarih ve 26675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği,
Bu durumda; amacı, kapsamı ve düzenleme alanı göz önünde bulundurulduğunda; davalı idarenin bu konudaki düzenleme yetkisini yönetmelik çıkarmak veya mevcut yönetmelikte değişiklik yapmak suretiyle kullanması gerekirken, Tebliğ şeklinde düzenleme yapmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle,
Tebliğ'in 12. maddesi ile 13. maddesinin 2. fıkrası yönünden Dairelerince verilen iptal hükmünün Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gerekçeli olarak onanarak kesinleştiğinden, davanın retle sonuçlanan ve anılan Kurulca bozmaya konu Tebliğ'in diğer maddelerinin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ilgili mevzuat hükümleri ile meslek ahlakını korumak, bu yönde çalışmalar yapmak, hizmet sunumunda uluslararası standartlara uyumu sağlamak ve meslek mensuplarına eğitim vermek görev ve yetkisinin kendilerine verildiği, bu kapsamda, anılan faaliyetleri belirli bir düzen içerisinde ve tüm ülke çapında etkin bir şekilde yerine getirebilmek için bazı hususların düzenlenmesi gerektiği, bu düzenlemenin Tebliğ ile yapılmasına hukuken hiçbir engelin bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı yanında müdahil tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacı tarafından tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/06/2020 tarih ve E:2019/2895, K:2020/892 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 09/06/2021 tarih ve E:2020/6499, K:2021/3004 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 27/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.