Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/935
Karar No: 2020/2998
Karar Tarihi: 09.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/935 Esas 2020/2998 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/935 E.  ,  2020/2998 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    No : 2018/1405-2018/2442
    İlk Derece
    Mahkemesi : Mersin 1. İş Mahkemesi
    No : 2017/253-2018/110

    Dava, 2926 sayılı yasaya tabi sigortalılık süresi tespiti ve yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, aksine davalı Kurum işleminin iptali ile, 11.09.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı kanunun Ek Madde 5. kapsamında tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların kapsamında sigortalı olarak tespitine ve yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, “...Tüm dosya kapsamı itibariyle; uyuşmazlığın davalı Kurum tarafından iptal edilen Ek:5 sigortalılığının geçerli olup olmadığı ve dolayısıyla davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı konusunda olduğu, davacının 05/12/1989 - 31/05/1993 tarihleri arasında 3 yıl 5 ay 26 gün isteğe bağlı 4/1-b sigortalılığı, 17/03/2010 - 20/01/2016 tarihleri arasında 4/1-b ve 01/06/2012 - 31/08/2012 tarihleri arasında 4/1-a sigortalılığı söz konusu olup, 17/03/2010 tarihinde başlayan 4/1-b kapsamındaki Tarım Bağ-Kurluluğu 6645 Sayılı Yasa ile eklenen geçice 63. Maddesi gereği durdurulduğu, geçici 63. Madde gereği 30/04/2015 tarihine kadar olan sigortalılıkların, 17/03/2010 tarihinden itibaren durdurulmuş dahi olsa yasanın 4/1-b maddesinin 4.alt bendi kapsamında 17/03/2010 - 20/01/2016 tarihleri arasında zorunlu sigortalı durumda olduğu bu nedenle Yasanın Ek:5 Maddesi gereğince 11/09/2012 - 08/12/2015 tarihleri arasında Ek:5 sigortası olarak kabulünün mümkün olmadığı, 17/03/2010 - 20/01/2016 tarihleri arasında Mersin Akdeniz Ziraat Odasında kayıt ve tescili söz konusu olup kendi nam ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyette bulunduğu sabit olan davacının Yasanın 4/1-b maddesinin 4.alt bendi kapsamında zorunlu sigortalılık niteliğine taşıması nedeniyle, Yasanın Ek:5 maddesi gereğince sigortalılığının kayıt ve tescilinin mümkün olamayacağı bu nedenle davalı Kurumun davacının Ek:5 sigortalılığının başlangıcından itibaren iptal etmesinde usul ve Yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının mevcut prim gün sayısı ve 01/05/2015 - 20/01/2016 dönemi 4/1-b,4 sigortalılığı prim borcu nedeniyle tahsis başvuru tarihi itibariyle yaşlılık aylığının hak kazanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın reddine kararı verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...1-Davacı vekilinin dosyanın bilirkişiye tevdi talebinin dosyada yeni bir gelişme bulunmadığı anlaşılmakla reddine, 2-Davanın reddine,...”karar vermiştir.
    B-BAM KARARI
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi “...Davacının, Eylül 2012 dönemi için olmak üzere 01.11.2012 tarihinden başlayan, 18.09.2015 tarihine kadar devam eden 5510 sayılı Kanunun Ek 5"nci maddesi kapsamında olmak üzere düzenli prim ödemelerinin bulunduğu tartışma dışıdır. Ancak, 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığı ile çakıştığı gerekçesiyle davacının sigortalılığı iptal edilmiş ve tahsis talebi de bu iptale istinaden reddedilmiştir.
    23.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı Kanunun 56"ncı maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 63"üncü maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez.” Aynı şekilde, 18.05.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanunun 24"üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 76"ncı maddesinde: "Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 31/5/2018 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1/6/2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır." hükmü uyarınca, davacının uyuşmazlığa konu 17.03.2010 - 30.04.2013 ve 01.05.2015 - 20.01.2016 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılığının durdurulması gereken ve buna bağlı olarak sigortalılık süresi olarak değerlendirilemeyecek ve primlerinin tahsili istenemeyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının talebi de nazara alındığında çakışan bir Tarım Bağ-Kur sigortalılığından söz edilemeyeceğinden sigortalılığın tespiti yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir.
    Yaşlılık aylığı açısından ise; davacının 05.12.1989 - 31.05.1993 tarihleri arasında 1256 gün 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında isteğe bağlı Bağ-Kur, 01.06.2012 - 31.08.2012 tarihleri arasında 60 gün 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi) kapsamında zorunlu SSK ve 11.09.2012 - 30.09.2015 tarihleri arasında 1100 gün 5510 sayılı Kanunun Ek 5"inci maddesi kapsamında olmak üzere toplamda 2416 gün prim gün sayısı bulunmaktadır. Bu durumda davacının ne son 1260 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı ve ne de 3600 prim gün sayısı bulunmadığından tahsis talebinde bulunduğu 08.12.2015 tarihi ve dava ile karar tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarını haiz olmadığı anlaşıldığından bu yönden reddine ilişkin ilk derece Mahkemesi kararı yerindedir.
    Sonuç olarak; davacının 11.09.2012 - 30.09.2015 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun Ek 5 maddesi kapsamında sigortalı olduğunun tespiti isteminin kabulü ile yaşlılık aylığı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın tümüyle reddine karar verilmesi nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinin 2"nci alt bendi uyarınca kaldırılmasıyla düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesi ile, “...1- Mersin 1. İş Mahkemesi tarafından verilen 13.03.2018 tarih, 2017/253 Esas ve 2018/110 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulune; Anılan kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinin 2"nci alt bendi uyarınca kaldırılmasına;
    2-A- Davanın kısmen kabulüne; Davacının, 11.09.2012 - 30.09.2015 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun Ek 5"inci maddesi kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ile söz konusu sigortalılığın iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline; Davacının tahsis şartlarını taşımaması nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ilişkin isteminin reddine;...” karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    SGK vekili, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, 17.03.2010-20.01.2016 tarihleri arasında ziraat odası kaydının bulunduğu, 26.03.2010 tarihinde Kuruma verilen bildirge gereği 17.03.2010 tarihinden itibaren 4/1-b-4 kapsamında sigortalılığın başlatıldığı ancak prim ödemesi bulunmadığından 5510 sayılı yasanın geçici mad. 63. gereği gereği bu sigortalılığın durdurulduğu, 11.09.2012 tarihinden itibaren de Ek - 5 Tarım sigortalılık türü üzerinden tescil yapılmak üzere bildirge verilerek düzenli ve kesintisiz olarak primlerin ödendiği, davalı Kurumun, ziraat odası kaydı bulunan ve 4/1-b-4 kapsamında sigortalılık tescili olan davacının Ek 5 mad kapsamında sigortalı olamayacağından bahisle 2012/Eylül-2015/Eylül arası primleri ödenen sigortalılığı iptal etmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair karar hakkında davacı tarafından istinafa başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı yasanın 4/1-b-4 ve Ek 5. nci maddesidir.
    Eldeki davada, ihtilaf konusu 11.09.2012-30.09.2015 tarihleri arasında, davacının hangi sigortalılık kapsamına alınması gerektiği husunda karar verilmeden önce, bu süredeki faaliyetinin kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyet mi, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışmaya ait bir faaliyet mi araştırma yapılarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.
    4/1-b-4 kapsamında tarımsal faaliyet, 5510 sayılı yasanın 3/19. bendinde “Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını” ifade ettiği belirtilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece;
    1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
    2-Dönem içinde Ziraat Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
    3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
    4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, "Zirai kazançta vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun "Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere" Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11. maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
    5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
    6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin, davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile yazılı biçimde tesis edilen kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi