Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20957
Karar No: 2016/1791
Karar Tarihi: 03.02.2016

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/20957 Esas 2016/1791 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, boşanma davasının sonrasında satılan taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu için alacağının tahsilini talep etmiş, ancak mahkeme dava konusu taşınmazın mal rejimi sona ermeden satılıyor olması nedeniyle davanın reddedilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, mal rejiminin sona ermesi gereken tasfiye davasının bekletici mesele yapılabileceğini, bu durumda davanın reddedilmemesi gerektiğini belirterek mahkeme kararını bozmuştur. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesiyle sona erer. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre. Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılmalıdır. Mal rejiminin sona ermesinden sonra ancak tasfiyeden önce, edinilmiş mal grubuna ait mevcut bir mal; evl
8. Hukuk Dairesi         2014/20957 E.  ,  2016/1791 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... 4. Aile Mahkemesi"nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtilen davalı adına kayıtlı bir adet taşınmaz ile ilgili olarak alcağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı asıl, yargılamanının birinci celsesi vermiş olduğu beyanında taşınmazın kredi ile alındığını, boşanma davasından sonra taşınmazı satarak kredi borcunu kapattığını savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafça satılmış olmasının TMK 229. maddesinde düzenlenen koşulları sağlamadığından taşınmazın değerinin edinilmiş mallara eklenecek değer olarak kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının bekletici mesele yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay"ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir.
Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK"nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır.
Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.
.//..
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacak davası niteliğindedir. Eşler, 19.03.1999 tarihinde evlenmiş, 18.11.2011 tarihinde açılan boşanma davasının, kabulüne ilişkin hükmün uyap üzerinde yapılan incelemeden iş bu temyize konu karar tarihinden sonra 29.05.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın dava ön koşulu gerçekleştiğinden dava görülebilir hale gelmiştir.
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 18 nolu mesken, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 17.05.2010 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, boşanma dava tarihinden sonra 22.06.2012 tarihinde üçüncü kişiye satılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de; mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mal rejiminin sona ermesinden sonra ancak tasfiyeden önce, edinilmiş mal grubuna ait mevcut bir mal; evlilik birilğine ilişkin giderler kapsamında diğer eşin rızası veya mahkeme kararıyla tüketilerek elden çıkarılmış olmadıkça, bu malın tasfiyede varmış gibi değerlendirilerek artık değere katılma alacağı hesabına dahil edilmesi gerekir (Zafer Zeytin; Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, Ankara 2005, s. 190). Bu nedenle Mahkemece işin esasına girilerek yargılamanın kaldığı yerden devamı ile kalan usuli işlemlerin yürütülmesi, tahkikat aşamasına geçildiği takdirde gösterilen delillerin toplanması, gerektiğinde keşif de yapılıp değer ve hesap bilirkişi raporu alınarak gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, 03.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi