11. Hukuk Dairesi 2018/3024 E. , 2019/4496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/06/2017 tarih ve 2015/743 E. - 2017/473 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/03/2018 tarih ve 2017/855 E. - 2018/231 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının davalı şirkette 1.TL nominal değerde 10.297,920 adet A grubu hisse sahibi olduğunu, davalı şirkette her biri l TL / nominal değerden oluşan 68.652.800 adet hisseye karşılık 68.652,800.TL olup 4 grup hisse bulunduğunu, davalı şirkette 31.05.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ile esas sözleşmenin yönetim kurulunun görev süresi, toplantı ve karar nisabı başlığını taşıyan 7. maddesinin değiştirildiğini, toplantı çağrısının davacıya usulüne göre yapılmadığını, davacının bu sebeple toplantıya katılamadığını, ayrıca şirketin kefil olmasına, teminat göstermesine ve garantör olmasına ve 3. kişilerin borçlarının üstlenilmesine ilişkin yönetim kurulu karar nisabına ilişkin esas sözleşmenin değiştirildiğini, bu esas sözleşme değişikliğinin kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, genel kurul kararının ayrıca imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını zedelediğini, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun yapılmamış olmasının da TTK’ya aykırı olduğunu, ileri sürerek davalı şirketin 31.03.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündem 3. maddesi uyarınca alınan şirket esas sözleşmesinin 7. maddesinin tadiline ilişkin kararın geçersizliğinin ve butlanının tespiti ve/veya iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, genel kurul kararının iptali talebinin 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra ileri sürüldüğünü, davanın reddi gerektiğini, davacının TTK m. 446 gereğince dava ehliyeti bulunmadığını, çağrının usulüne uygun olarak davalıca gerçekleştirildiğini, davalı şirket esas sözleşmesi 7. maddesinin tadiline ilişkin olağanüstü genel kurul kararının nitelikli nisaba ilişkin olmakla birlikte davacının davasını dayandırdığı imtiyazlı pay kavramı ile ilgisi bulunmadığını, imtiyazlı payların imtiyaz konularının olağanüstü genel kurul toplantısında karara bağlanan esas sözleşme değişiklikleri sonrasında aynı şekilde devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının şirketteki payı 24/09/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye arttırımı sonucunda 18.000 adet hisseden, 10.297.920 adet A grubu imtiyazlı hisseye çıkarıldığı, şirketin toplam hissesinin 68.652.800 adet olduğu, A grubu imtiazlı hisse sahibinin göstereceği adaylar arasından 1 adet yönetim kurulu üyesi seçileceğinin kabul edildiği, davaya konu genel kurul esas sözleşme tadil tasarısında daha önceden esas sözleşme gereğince yönetim kurulu tarafından oybirliği ile alınması gereken şirketin 3. kişilerin lehine kefalet ve teminat vermesi faaliyet konusunun gerektirdiği ve iştirak ettirdiği yahut dahil olduğu projelere ilişkin olağan işlerin yürütülmesine ve 3. şahısların borçları üstlenmesine dair kararların oy çokluğu ile alınmasının mümkün hale getirilmiş olduğu, esas sözleşme değişikliğine dair bu genel kurul kararının imtiyazlı pay sahipleri kurulu tarafından onandığına ilişkin bir karar da bulunmadığı, davacının yönetim kurulunda tek bir adayının bulunacağı dikkate alındığında ana sözleşmenin 7. maddesinin tadilinin davalının haklarını ihlal edeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 31/03/2015 tarihli genel kurul gündeminin 3.maddesi uyarınca esas sözleşmenin 7.maddesinin tadiline ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesi gerekçesinde de yer verildiği üzere davacının davalı şirkette 10.297.920 adet ve A grubu imtiyazlı pay sahibi olduğu, yönetime seçilecek 7 üyeden biri ile temsil edilme imtiyazına sahip bulunduğu, olağanüstü genel kurul toplantısında esas sözleşmenin 7. maddesinin tadili ile yönetim kurulunun oy çokluğu ile şirketin üçüncü kişiler lehine garanti, kefalet, teminat vermesi faaliyet konusunun gerektirdiği ve iştirak ettiği yahut dahil olduğu projelere ilişkin olağan işlerin yürütülmesine ve üçüncü şahısların borçlarını üstlenmesinin oy çokluğu ile mümkün hale getirildiği, yine, satılacak varlıkların taban fiyatını belirlemesinin oy çokluğu ile alınacak kararlara bırakıldığı, esas sözleşme tadiline ilişkin genel kurul kararına dair imtiyazlı pay sahipleri kurulu tarafından alınmış bir kararın varlığının da anlaşılmadığı, davacının yönetim kurulunda tek bir adayının bulunacağı dikkate alındığında ana sözleşme 7. maddesinin tadilinin davacı imtiyazlı pay sahibinin imtiyaz haklarını ihlal edici nitelikle olduğu, davalı şirketin 31.05.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında ana sözleşme 7. maddesinin tadiline ilişkin alınan genel kurul kurarının iptali yönünde kurulan hükümde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ana sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı imtiyaz hakkına istinaden şirket yönetim kurulu üyelerinden birinin kendi gösterdiği adaylar arasından seçildiğini, yönetim kurulunun şirketin borçlanmasına, teminat göstermesine, garanti vermesine ilişkin bir takım kararları oybirliği ile alması konusundaki esas sözleşmenin 7. maddesinin genel kurul kararı ile değiştirilerek, yönetim kurulunun 6 olumlu oy ile anılan işlemleri yapabileceğini, bu durumun imtiyaz haklarını ortadan kaldırdığı iddiasıyla genel kurul kararın iptalini talep etmiş, mahkemece de aynı gerekçelerle davanın kabulüne ve esas sözleşmenin 7. maddesini değiştiren genel kurul kararının iptaline karar verilmiş ise de, imtiyaz hakkının paya bağlı olacağı, davacının paya bağlı imtiyaz hakkının, yönetim kurulunun bir üyeliği için aday gösterme ve bu adaylar arasından yönetim kurulu üyesinin seçilmesi konusunda olduğu, bu hususun şirket yönetim kurulunun alacağı kararlardaki nisabın belirlenmesini, değiştirilmesini, kapsamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Karar aleyhine davalı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
17.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.