13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2393 Karar No: 2018/10002 Karar Tarihi: 24.10.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/2393 Esas 2018/10002 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı kuruma sepetli vinç sattığını ve kurumun KDV'den muaf olduğunu beyan ettiği için faturada KDV bedeli olan 8.785,26 TL'nin gösterilmediğini belirterek ödenen KDV'nin tahsili için başlattığı takibe davalı kurumun haksız itiraz ettiğini ileri sürerek takibin devamı ve davalının %40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Mahkeme ise davayı kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak, kanun gereği bu tip davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu açıklanmıştır ve bu nedenle mahkemenin davanın esasına girerek karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle temyiz edilen karar bozulmuş ve davacının temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir. Kanun maddesi olarak ise, Türk Ticaret Kanunu'nun 5/3 fıkrası gösterilmiştir.
13. Hukuk Dairesi 2016/2393 E. , 2018/10002 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kuruma 78.000,00 TL bedelli bir adet sepetli vinç sattığını, kurum KDV"den muaf olduğunu beyan ettiğinden faturada KDV bedeli olan 8.785,26 TL"nin gösterilmediğini, kurumun bu muafiyete dair belge vermesi gerekirken vermediği için KDV"yi Gölcük Vergi Dairesi"ne ödemek zorunda kaldığını,yapılan ödemenin tahsili için başlattığı takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline,takibin devamı ile davalının % 40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın Reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı, tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. O halde mahkemece, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre temyiz eden davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.