Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6828 Esas 2019/1309 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6828
Karar No: 2019/1309
Karar Tarihi: 27.02.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6828 Esas 2019/1309 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hüküm giymesine karar vermiştir. Sanığın çocuğunu örgütün kapatılan okuluna göndermesi ve örgütle iltisaklı gazeteye abone olması örgütsel faaliyet olarak kabul edilmemiştir. Sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair tutanak gelmeden karar verilmesi sonuca etkili değildir. Usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve iddia ve savunmaların eksiksiz olarak sergilendiği belirtilmiştir. Ancak, hükmolunan cezanın süresine göre şartlarının bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme istemi reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri. Hükümde yapılan düzeltmeler ise şöyledir: Hükmün birinci fıkrasından \"3713 sayılı yasanın 7/1 maddesi yollaması ile\" ve hükmün sekizinci fıkrasından \"5275 sayılı yasa 108/4 maddesi gereğince\" kısımları çıkarılmış ve sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hüküm onanmıştır.
16. Ceza Dairesi         2018/6828 E.  ,  2019/1309 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine
    Temyiz edenler :Sanık ve müdafii

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın örgütle iltisaklı olması nedeniyle kapatılan okula çocuğunu göndermesi ve örgütle iltisaklı gazeteye ve abone olmasının örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanığın müdafi huzurundaki ikrarı ile tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanığın bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ./..
    ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    1-Dairemizin 24.04.2017 tarih 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı ilk derece kararında ve 14.07.2017 tarih 2017/1143 - 4758 sayılı ilamında açıklandığı üzere, silahlı terör örgütü olduğuna karar verilen FETÖ/PDY yapılanmasına üyelikten hüküm verilirken, hüküm fıkrasının 1. maddesinde atıf maddesi olarak silahlı terör örgütlerine uygulama imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin gösterilmesi,
    2-Denetim süresinin belirlenmesinin infaza yönelik bir işlem olduğu gözetilerek, 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine, 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün birinci fıkrasından "3713 sayılı yasanın 7/1 maddesi yollaması ile" ve hükmün sekizinci fıkrasından "5275 sayılı yasa 108/4 maddesi gereğince" kısımları çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.