Esas No: 2022/3670
Karar No: 2022/12724
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3670 Esas 2022/12724 Karar Sayılı İlamı
Özet:
4. Ceza Dairesi'nin kararı, hakaret suçundan mahkum olan sanığın yargılamanın yenilenmesi talebini reddeden Asliye Ceza Mahkemesi kararına yapılan itirazın kabul edilmemesi sonucu verilen kararın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kanun yararına bozulması üzerine verilmiştir. Kararda, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilip edilemeyeceği, yeni olay veya delilin mahkumiyet hükmünü değiştirmeye yönelik nitelikte ve önemli olup olmadığı tartışılmıştır. Bu çerçevede, sanığın, suç tarihinde hastanede alınan raporlarına dayanarak akıl hastalığına sahip olduğunu iddia etmesinin, hüküm tarihinde mahkeme tarafından bilinmediği ve yeni bir delil niteliği taşıyabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmemesi yasaya aykırı bulunmuştur. Kararda, mahkeme tarafından TCK'nın 32. maddesi uyarınca sanığın akıl hastalığı nedeniyle işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış yahut önemli derecede azalmış olup olmadığının belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sonuç olarak, Ağır Ceza Mahkemesi kararı bozulmuş ve dosya tekrar Yargıtay'a gönder
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/3-a, 43/1-2 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 02/12/2014 tarihli ve 2014/281 esas, 2014/769 sayılı kararının, Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 20/03/2017 tarihli ve 2016/14635 esas, 2017/2959 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11/06/2021 tarihli ve 2014/281 esas, 2014/769 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06/07/2021 tarihli ve 2021/927 değişik ... sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 03/02/2020 tarihli ve 2019/8144 esas, 2020/2028 karar sayılı ilamında, "Sanığın 24/02/2015 tarihli duruşmada, psikolojik rahatsızlığının olması nedeniyle askerden elverişsizlik raporu aldığı şeklinde beyanda bulunması ve temyiz dilekçesi ekinde sunulan askeri hastaneden alınan 14/07/2014 tarihli Sağlık Raporunda “sık tekrarlayan uyum bozukluğu tanısıyla askerliğe elverişli değildir” tanısı konulması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, yöntemince sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,..." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2014 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanzim edilen 22/10/2008 tarihli raporda hükümlü hakkında "duygulanım sıkıntılı, davranışlarda psikomotor huzursuzluk var" şeklinde bulguların tespit edildiği, yine hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin ek karara itiraz dilekçesine ek olarak ibraz ettiği 27/04/2009 tarihli raporda hükümlünün "antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış" şeklinde tanısının bulunduğu ve mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 23/11/2021 gün ve 94660652-105-34-21882-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın "Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri" başlıklı 311/1. maddesinin (e) bendinde; “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte gözönüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yargılamanın yenilenmesi konusunun ele alındığı 11/03/2014 tarih ve 2012/3-909 esas ve 2014/121 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda "önemli" de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.
Yargılamanın yenilenmesi kurumu kesin hükme karşı öngörülen olağanüstü yasayolları arasında yer aldığından, bu yola başvurulabilmesi için ortaya konulan gerekçelerin, yeniden yargılamaya başlanmasını gerektirecek nitelik, önem ve ciddiyete sahip olması gerekmektedir.
Somut olay incelendiğinde; hakaret suçundan sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin onama kararıyla kesinleşmesinden sonra, hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesinin ekinde sunduğu ve incelemeye konu suç tarihinden önceki döneme ait, ...Hastanesi'nin 22/10/2008 tarihli raporunda "....duygulanım sıkıntılı, davranışlarda psikomotor huzursuzluk var..." şeklinde ibarenin yer aldığı, yine hükümlünün ek karara karşı itiraz dilekçesinin ekinde sunduğu 27/04/2009 tarihli raporda, "antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış)" tanısıyla askerliğe elverişsiz olduğunun belirtildiği, hükümlünün soruşturma ve kovuşturma evreleri ile temyiz dilekçesinde akıl hastalığı iddiasında bulunmaması, hükümden sonra yeni delil niteliğindeki bu hususu öne sürmesi ve suç tarihinde akıl hastalığına ilişkin iddiasının doğruluğunun tespiti halinde, daha hafif bir cezaya ya da ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilebilecek olması karşısında, hükümlünün suç tarihi itibarıyla TCK’nın 32. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış yahut önemli derecede azalmış olup olmadığı konusunda yöntemince rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği anlaşılmış, bu nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddedilmesi yasaya aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06/07/2021 tarihli ve 2021/927 değişik ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun'un 309/4-a maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.