9. Ceza Dairesi 2020/1599 E. , 2020/1195 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : Sanıklar hakkında TCK’nın 241/1, 62, 52/2, 51, 51/3 madde ve fıkraları gereğince mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanıkların üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, her ne kadar karar başlığında suç tarihi 05/03/2009 olarak yazılmış ise de sanıkların katılan ..."a en son borç verdiği 05/06/2008 tarihinin suç tarihi olarak kabulüyle, bu tarih ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması karşısında; dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın, vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, faiz karşılığı borç para verip vermediği hususunda detaylı kolluk araştırması yaptırılması sonrasında, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karara varılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a) Tefecilik suçlarında CMK 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma esaslarına ilişkin olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.06.2018 tarih ve 2018/149 Esas, 2018/163 Karar ve 13.11.2007 tarih ve 2007/171 Esas, 2007/235 Karar sayılı kararlarında vurgulandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK"nın 231/5-6 maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
CMK"nın 231/6-c maddesinde; suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmesi halinde, maddedeki diğer koşulların da varlığı halinde fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.02.2015 tarih ve 2014/7-297 Esas, 2015/3 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere; mahkemece, failin işlediği suç nedeniyle mağdurun veya kamunun zararı tespit edilerek, ödeme iradesini ortaya koyup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa bu miktar bildirilerek zararı karşılayıp karşılamayacağı açıkça sorulduktan sonra sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar verilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.05.2015 tarih ve 2013/3-546 Esas, 2015/163 Karar ve 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararlarında vurgulandığı üzere; CMK"nın 231 maddesinin uygulanmasında, suçun işlenmesi nedeniyle mağdurun oluşan zararının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği kabul edilmiştir.
Tefecilik suçunda; tefecilik yapan failden faiz, komisyon veya başka adlar karşılığında ödünç para alan kişiler, suçun doğrudan mağduru olmadıklarından, CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasında bu kişilerin maddi zararlarının göz önüne alınamayacağı açıktır. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun "Kesin hükümsüzlük" başlıklı 27. maddesi karşısında yasanın emredici normlarına aykırı olarak düzenlenen bir tefecilik sözleşmesi nedeniyle, sözleşme taraflarının doğrudan veya dolaylı olarak hukuki korumadan yararlanmaları olanaksızdır.
Tefecilik suçu nedeniyle kamunun zararına ilişkin olarak ise; yukarıda vurgulanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.05.2015 tarih ve 2013/3-546 Esas, 2015/163 Karar ve 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararları karşısında, tefecilik fiili nedeniyle oluşan kamunun maddi zararının, kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilecek nitelikte olmadığından CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasında göz önüne alınamayacaktır.
Sonuç olarak; tefecilik suçlarından kurulan hükümlerde CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasında, aynı Yasanın 231/6-c maddesindeki "Zararın giderilmesi" koşulunun aranması olanaksızdır.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı, bilgi ve belgelere göre;
Mahkemece sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulması sonrasında, CMK"nın 231/5 ve 231/6-a-b madde ve bentleri kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken "Sanık katılanın zararını karşılamadığından ve şartları bulunmadığından" gerekçesi ile sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 29/09/2008 yerine 05/03/2009 olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 24/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.