![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2022/3664
Karar No: 2022/12719
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3664 Esas 2022/12719 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/3664 E. , 2022/12719 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay (3 kez) hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 17/06/2009 tarihli ve 2008/222 esas, 2009/655 sayılı kararının 15/09/2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 20/02/2010 tarihinde kasten işlediği suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükümlerin açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanunun 106/2-a ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay (3 kez) hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin, Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/11/2020 tarihli ve 2020/662 esas, 2020/812 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"1-Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan tehdit suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, anılan Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca da olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 12 yıl olduğu, suç tarihinin 02/03/2008 olduğu, sanık hakkında verilen 17/06/2009 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 15/09/2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 20/02/2010 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 15/09/2009 ile 20/02/2010 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin 5 ay 5 gün duracağı, denetim süresinde işlenen suçun tarihi olan 20/02/2010 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı nazara alındığında, suç tarihi olan 02/03/2008 ile hükmün açıklandığı 18/11/2020 tarihine kadar geçen sürede olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
2-Kabule göre de, mağdurlar ... ve ... ’ün sanığın anne babası olduğu, mağdur ...’ün kardeşi olduğu, olay tarihinde sanığın mağdurları silahla ölümle tehdit ettiği şeklinde gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle her bir mağdur yönünden ayrı ayrı tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında, birden fazla mağdura karşı araya fasıla girmeksizin, aynı zaman dilimi içerisinde tek bir fiille işlediği gözetilerek, hakkında tek bir tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesini müteakip, cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümleri gereğince artırılarak tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/12/2021 gün ve 94660652-105-35-2926-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
Anılan Kanun'un 67. maddesi;
"(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
halinde, davazamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK'da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/03/2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17/01/2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01/03/2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır. Anayasa'nın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "masumiyet karinesi" gereğince suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar herkesin masum sayılacağı cihetle, hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içinde işlendiği ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması gözetilmelidir.
İncelenen dosyada, sanık ...'ün üzerine atılı tehdit suçu için 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının 8 yıl olduğu, buna göre, zamanaşımını son kesen sorgu tarihi olan 03/03/2009'dan itibaren 8 yıllık olağan dava zamanaşımına, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden, denetim süresinde işlenen suç tarihine kadar geçen durma süresi de eklendikten sonra, daha önce açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklandığı 18/11/2020 tarihinden önce olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden, kamu davalarının düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Tehdit suçundan sanık ... hakkında kurulan, Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/11/2020 tarihli ve 2020/662 esas, 2020/812 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Hükümdeki hukuka aykırılık, sanığa verilen cezaların kaldırılmasını gerektirmekle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince, sanık hakkında tehdit suçundan açılan kamu davalarının, TCK'nın 66/1-e, CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3-"2" numaralı kararın içeriğine göre, "2" numaralı istemle ilgili olarak bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
4-Dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.