12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/236 Karar No: 2020/2786 Karar Tarihi: 02.06.2020
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/236 Esas 2020/2786 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacıların tazminat talepleri reddedildi. Davacılar, 2012 tarihli kararda 7.000 TL manevi tazminat lehine hüküm alsa da, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Ağır Ceza Mahkemesi kararı direnmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararı bozmuştur. Ancak mahkeme, davacıların tazminat isteme şartlarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir. Kararda, 466 sayılı Kanun'a tabi olan davanın süresinde açılmadığı belirtilir. Kanunun 3. maddesi, \"Haksız tutuklama veya hapis cezasının müeyyidesi olarak ödenmesi gereken tazminatın, ceza muhakemesi sonunda açılacak bir dava ile tahsiline\" odaklanır ve bu tür davaların açılma süresini de belirler.
12. Ceza Dairesi 2020/236 E. , 2020/2786 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Hüküm : Davanın reddine
Davacıların tazminat taleplerinin reddine ilişkin hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 05/10/2012 tarih, 2012/340-2012/479 sayılı her bir davacı lehine 7.000 TL manevi tazminata ilişkin hükmünün davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 03/03/2014 tarih, 2013/26894-2014/5240 sayılı ilamı ile 466 sayılı Kanuna tabi olan davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, ancak, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2014 tarih, 2014/252-2014/299 sayılı mahkemenin 05/10/2012 tarihli kararında direnilerek her bir davacı için 7.000 TL manevi tazminata belirlenmesine ilişkin hükmünün mahalli Cumhuriyet savcısı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/05/2019 tarih, 2017/12-535 Esas, 2019/422 sayılı kararı ile Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2014 tarih, 2014/252-2014/299 sayılı hükmünün “... 03.04.1984 tarihinde davacıların ve müdafilerinin yokluğunda verilen beraat kararlarının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde kesinleştirilememesi nedeniyle söz konusu beraat kararları 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları yönünden 03.07.1984 tarihinde kesinleştirilmiş sayıldığından bu üç aylık sürenin geçmesinden sonra gerçekleşen 02.04.1987 tarihli cezai anlamdaki kesinleştirmenin 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları yönünden hüküm ifade etmeyeceği, uyuşmazlık konusu davaların ise beraat hükümlerinin kesinleştirilmiş sayıldığı 03.07.1984 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 21.05.2012 tarihinde açılması karşısında, beraat hükümlerinin anılan davalar yönünden kesinleştirilmiş sayıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmayan tazminat davalarının süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi...” gerekçesi ile bozulduğu görülmekle; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece davacılar lehine tazminat isteme şartlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacılar vekilinin, açılan davanın süresinde olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.