17. Hukuk Dairesi 2016/9969 E. , 2019/4830 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 02/10/2012 tarihinde müvekkilinin aracı ile seyrederken davalı ..."in sevk ve idaresindeki .... plaka sayılı kamyonun süratli şekilde çarpması sonucunda müvekkilinin aracında ağır hasar meydana geldiğini ve aracın pert olduğunu, olay günü KGM"nin yol çalışması nedeniyle herhangi bir işaret levhasının olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL araç bedelinin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili, kazanın meydana geldiği....Devlet Yolunun yapımının sözleşme ile ... İnş.Tic.Ltd.Şti."ye verilmesi nedeniyle .... İnş.Tic.Ltd.Şti. hakkında ihbarda bulunarak, davanın husumet nedeni ile reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın idari yargı mahkemelerinde açılması gerektiği, davalı .... aleyhine açılan davanın ise, olayın davacı Halil Görgülü"nün ağır kusurundan kaynaklandığı belirtilerek TBK"nın 52/1. maddesi gereğince reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat(araç hasarı) istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"nün yol yapım çalışmasının da etken olduğu kazada müvekkiline ait aracın hasarlandığını açıklayıp, hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"nce verilen cevaptan ve dosya kapsamındaki belgelerden, kazanın meydana geldiği yerdeki yol yapım çalışmasının ihbar olunan ve KGM"nin yüklenicisi olan ...Ltd. Şti. tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Yol yapım çalışmasının Karayolları Genel Müdürlüğü"nce yüklenici marifeti ile yapılması halinde, Karayolları Genel Müdürlüğü"nün yüklenici şirket üzerinde, nezaret, murakabe, kontrol ve denetim yetkisi bulunmakta olup davalının da yüklenici şirketle birlikte zincirleme sorumlu olduğu, yüklenicinin üzerine aldığı işi, iş sahibinin talimatları doğrultusunda ve onun kontrol ve denetiminde sürdürdüğü, iş sahibi ile yüklenici arasında bağıtlanmış olan sözleşmede, iş sahibinin yükleniciyi denetleme ve kontrol yetkisi bulunduğunu gösteren hükümler bulunduğundan, yanlar arasındaki eser sözleşmesi hükümleri gereğince olaydaki kusur hizmet kusuruna göre değil BK gereğince eser sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceğinden davanın adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davalı KGM yönünden işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi (Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi) ve Yargıtay"ın yerleşik uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı olmayıp, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır.
Somut olayda, ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/160 E sayılı dosyası ile karşı araç sürücüsü ve eldeki davanın davalısı Sayit sanık olarak yargılanmış olup alınan 9/9/2013 tarihli bilirkişi raporunda; Sayit, kavşak ve yol yapım alanlarına yaklaşırken hızını azaltmadığı için %20 oranında kusurlu bulunmuş ancak ceza mahkemesince sanığın bu kusurunun katılanın(eldeki davanın davacısının) ağır kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle, sanık hakkında beraat kararı verilmiş ve karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Eldeki davada, mahkemece kusur konusunda ayrıca rapor alınmaksızın, ceza dosyasındaki beraat kararına dayalı olarak davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açılandığı üzere, hukuk mahkemesi, ceza mahkemesinde kesinleşen maddi olgu ile bağlı ise de, belirlenen kusur oranı ya da beraat kararı hukuk hakimi için bağlayıcı değildir.
O halde, mahkemece, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunun da irdelendiği, tüm dosya kapsamı ile olayın oluş şekline göre, tarafların olaydaki kusur durumlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti yönünden konusunda uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık şekilde bir rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.