14. Ceza Dairesi 2018/7548 E. , 2019/9915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine dair İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.01.2018 gün ve 2017/59 Esas, 2018/26 Karar sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, ... sayılı CMK"nın 299. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık müdafisi tarafından verilen temyiz dilekçesinin gerekçe içermemesi karşısında ... sayılı CMK"nın 288, 294. maddeleri dikkate alınarak vaki temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
... sayılı CMK"nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin ... sayılı CMK"nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 21.05.2019 tarihinde üye ... ve üye ..."un karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Müşteki ..."ın eşi olan ..."ın olay tarihinde sanıklardan ..."e ait işyerinde çalıştığı, müştekinin turizm işi yapması nedeniyle seyahatte olduğu günlerde eşi ..."ın sanıklar ... ve onun çalışanı olan diğer sanık ..."ı müştekiden habersiz olarak sık sık evde misafir ettiği, müştekinin eşi ..."ın sanıkları eve aldığını öğrenmesi üzerine 24.12.2014 tarihinde evde bulundukları sırada eşine işten ayrılmasını söylediği ve bu hususta tartıştıkları, bu esnada ..."ın sanık ..."ü aradığı, bir süre sonra sanıklar ... ve ..."ın eve geldikleri ve müştekinin izni olmadan sanıkların ikamete girdikleri, sanık ... ..."ün müştekinin üzerine yürüdüğü ve "sen kiminle uğraşıyorsun, seni öldürürüm" dediği ve ardından ..."ı yanlarına alıp evden ayrıldıkları, bu olaydan sonra müşteki 29.12.2014 tarihinde yaptığı müraacat ile sanık ...’ın kızı ...’a cinsel istismarda bulunduğundan bahisle şikayetçi olduğu, mağdure ... soruşturma aşamasında kesin tarih belirtmeksizin sanık ...’ın birden fazla kez kendisine cinsel istismarda bulunduğunu belirttiği, bu eylemlerden birisini kardeşi tanık ...’ın gördüğünü ileri sürdüğü, tanık ... ... soruşturma aşamasında tüm eylemleri gördüğünü belirterek ifade vermesine karşın kovuşturma aşamasında eylemleri görmediğini, ablasından duyduğunu belirterek çelişkili beyanlarda bulunduğu, yine mağdure ... sanığın bu eylemlerini annesine ve sanık ...’e anlattığını belirtmesine karşın annesi olan tanık ... ve sanık ... tarafından bu iddianın doğrulanmadığı, müşteki ... 09.02.2015 tarihinde şikayetinden vazgeçtiği, sanık ... müdafinin, müştekinin şikayetten vazgeçmesi konusunda sanık ...’ın ailesinden para istediğine ilişkin ses ve görüntü kaydını dosyaya sunduğu, bunun müşteki tarafından inkar edilmediği, dosya içerisinde bulunan 04.06.2015 tarihli raporda mağdurede hafif düzeyde zihinsel yetersizlik tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; her ne kadar mahkeme gerekçesinde mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, yukarıda anlatıldığı üzere mağdurenin babası olan müşteki ... ile sanık arasında ciddi bir husumetin bulunduğu, çocuğu olan mağdure ve tanık ...’yı yönlendirme ihtimalinin bulunduğu, sanığın tüm aşamada suçlamayı kabul etmediği, mağdurenin iddialarının soyut iddiadan öteye gidemediği, tanık ...’nın aşamalarda çelişkili anlatımda bulunduğu gözetilerek sanığın atılı suçu işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak, inandırıcı ve kesin delil bulunmaması nedeni ile beraatına karar verilmesi düşüncesinde olduğumuzdan mahkumiyet hükmünün onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.