15. Hukuk Dairesi 2015/4985 E. , 2016/127 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ile davalı vekili Avukat geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık, bakiye hakediş bedeli ve nakdi teminat kesintilerinden oluşan alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsili istenmine ilişkindir. Mahkemece dava tarihinden sonra yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra kalan miktar üzerinden davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacının talebi taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalıdır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, alacaklının yöntemine uygun ihtarla borçluyu temerrüde düşürmesi ya da borcun ifa gününün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi gerekir. Aksi halde temerrüdün takip veya dava tarihinde oluştuğu kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece ödemelerin mahsubundan sonra hüküm altına alınan miktar, davacının takip tarihinden önce muaccel hale geldiği tartışmasız olan hakediş alacağı ile % 3 nakdi teminat kesintisi alacakları toplamından az olduğundan temerrüt icra takibinin başlatılmasıyla 20.07.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. İş bu nedenle, mahkemece hüküm altına alınan miktara takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken faizin icra takip tarihinden sonra yapılan son ödeme tarihinden başlatılması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ikinci paragrafındaki “07.02.2011 son ödeme tarihinden itibaren” tarih ve kelimelerinin karar metninden çıkarıltılmasına, yerine ""20.07.2010 takip tarihinden itibaren” tarih ve kelimelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 27.436,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.