MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVACI - K. DAVALILAR : ... ve Ark.
DAVALI - K. DAVACI : ...

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı - k. davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde; davalının 105 sayılı parselde 5 numaralı daire maliki olduğu, 2001 yılı Ekim, Kasım, Aralık, 2002 ve 2003 yılı tüm ayları ve 2004 yılı Ocak - Haziran ayları arası aylar olmak üzere toplamda 4.749 TL ortak giderlere katılım borcunu ödemediği sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.749 TL"nin davalıdan tahsili, alacağa yasal faiz yürütülmesi, fazlaya ilişkin alacak ve hakların saklı tutulmasına karar verilmesi istenilmiş, davalı vekilince karşı dava dilekçesinde; davacıların davalının kişisel değerlerine yaptıkları saldırıların karşılığı olarak 4.000 TL manevi tazminata mahkum edilmeleri, müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacılardan tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne, 4.749.00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, karşı dava bakımından her ne kadar davada, manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de 634 sayılı Kanunun 20/C-2 maddesi, istem sonucu ve TBK kapsamında kişilik değerlerine saldırı nedeniyle TMK"nın 24 ve EBK"nın 49 kapsamında açılan davada yasal koşullar oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı -davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 11/05/2016 tarihli ek karar ile temyiz talebinin süresinde yapılmadığından reddine karar verilmiş, bu ek karar da davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacak ve tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, mahkemenin gerekçeli kararı davalı vekiline 12/04/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz istemi ise 26/04/2016 tarihinde yapılmıştır, bu nedenle mahkemece temyiz talebinin kanunda belirtilen süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşılarak temyiz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.