Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14373
Karar No: 2015/7729
Karar Tarihi: 30.4.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/14373 Esas 2015/7729 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi ve iş arkadaşları, işverenleri tarafından işten çıkartılmış gibi gösterilerek daha az ücret ödenmek istendiğini iddia ederek fark işçilik ücretlerini talep etmişlerdir. Mahkeme ise, iş sözleşmelerinin aslen feshedilmediği ve çıktı-girdi işlemi yapıldığı ancak davacının rızasının olmadığına dair yeterli delil bulunmadığını belirterek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın kararına göre, davacı işçi yeni iş sözleşmesi imzalayarak çalışma şartlarını kabul etmiş ve fark işçilik ücreti talebinde bulunamaz. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuş ve davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, dava konusu işlemler 1475 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde gerçekleşmiş olup, anılan kanunda 4857 sayılı Kanunun 22. maddesini karşılayacak bir düzenleme bulunmamaktadır.
7. Hukuk Dairesi         2015/14373 E.  ,  2015/7729 K.

    "İçtihat Metni"

    Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Dava Türü : Alacak




    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, davacı işçi ve bir kısım iş arkadaşlarının kayden işten çıkışlarının yapılarak tekrar işe alınmış gibi gösterildiklerini ve bu işlem sonrası işçilik ücretlerinde indirme gidildiğini, çalışmanın kesintiye uğramadığını,yapılan işte değişiklik olmadığını, söz konusu işlemlerin davacı ve arkadaşlarına daha az ücret ödemek için yapılan işlemler olduğunu belirterek fark işçilik ücretlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili; yaşanan ekonomik kriz sebebiyle tasarruf tedbirleri uygulamak zorunda kaldıklarını bu bağlamda diğer işçilerden çok daha fazla ücret alan işçilerin işten çıkartılarak daha az ücret alan işçilerle üretime devam edilmek zorunda kalındığını, davacının da anılan sebeple akdinin feshedildiğini ve kendisine kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının fesihten sonra daha az ücretle çalışmaya razı olduğunu ve yeni bir iş başvurusunda bulunduğunu bu başvurusu üzerine davacı ile yeni bir iş sözleşmesi imzalandığını bu nedenle davacının fark işçilik ücretine hak kazanmayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; benzer durumdaki işçiler ve dosya kapsamında yer alan delillere göre davacı ve iş arkadaşlarının iş sözleşmelerinin aslen feshedilmediği, evrak üzerine çıktı-girdi işlemi yapıldığı, asıl amacın işçilerin ücretlerini düşürmek olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içerisinde fesih bildirimi ve yanında kıdem tazminatı ödemesine dair makbuz yer aldığı anlaşılmaktadır. Yine davacının çıkışının bildirildiği tarihten sonra davacı ile imzalanmış yeni bir iş sözleşmesinin de bulunduğu görülmüştür.Öncelikle Mahkeme tarafından çıktı-girdi işlemlerinin kayden yapıldığı, çalışmanın kesintiye uğramadığına vurgu yapılarak sonuca gidilmiş ise de; davacının söz konusu işlemlere rızasının olmadığı, yeni iş sözleşmesini iradesini sakatlanması suretiyle imzaladığına dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Keza davacı taraf kendisine kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı hususunu da inkar etmemiştir. Davaya konu edilen işlemler 1475 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde gerçekleşmiş olup anılan kanunda 4857 sayılı Kanunun 22. maddesini karşılayacak bir düzenleme de yer almamaktadır. Şu halde davacı işçi işveren ile yeni bir iş sözleşmesi imzalayarak çalışma şartlarını belirlemiş ve kabul etmiştir. Yukarıda da değinildiği üzere irade fesadına dair bir veri de ortaya konamamakla davacı imzalamış olduğu iş sözleşmesi kapsamı ile bağlıdır ve fark işçilik ücreti talebinde bulunamaz. HGK"nun 27.01.2010 gün ve 2009/9-59, 2010/28 sayılı kararı da aynı yöndedir. Mahkemece davanın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30.4.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi