Esas No: 2008/9766
Karar No: 2010/5199
Karar Tarihi: 15.06.2010
Danıştay 11. Daire 2008/9766 Esas 2010/5199 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, jandarma er olarak vazife yaparken ölen oğullarının vazife malülü kabul edilerek 3713 sayılı Kanun gereği aylık bağlanması istemiyle başvuru yapmış ancak reddedilmişlerdir. İdare Mahkemesince yapılan değerlendirme sonucu ölümün terör eyleminin etkisiyle gerçekleştiği anlaşılarak, davacılara aylık bağlanması gerektiği kararı verilmiş ancak davalı idare temyiz istemiyle Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir. Danıştay 11. Dairesi, olayın 2330 sayılı Kanun kapsamına girdiği ve davacılara 5434 sayılı Kanunun 72. maddesi uyarınca aylık bağlanması gerektiği sonucuna vararak, Mahkeme kararını bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 21. maddesi
- 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
- 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 72. maddesi
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/9766
Karar No: 2010/5199
Temyiz İsteminde Bulunan(Davalı): Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacılar) : 1- …
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; davalı idare tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hâkimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 Kanun'un 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davacıların jandarma er olarak görev yapmakta iken vefat eden oğullarının, vazife malülü kabul edilerek taraflarına 3713 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanması istemiyle yaptıkları başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve yoksun kalınan maddi haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacıların oğlunun terör eylemlerinin önlenmesi, takip edilmesi ve etkisiz hale getirilmesi amacıyla görevli iken yapılan bir operasyon sırasında düştüğü ve buna bağlı olarak oluşan akciğer embolisi nedeniyle vefat ettiği anlaşıldığından, ölüm olayının, terör eyleminin neden ve etkisiyle oluştuğunun kabulü ile 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmek suretiyle davacılara aylık bağlanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve yoksun kalınan tüm parasal hakların dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21. maddesinde; kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken, terör eylemlerine muhatap olarak ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; (a) bendinde; ayrıca, ölenlerin aylığa müstehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarının, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan az olamayacağı, yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malul olanlar ile ölenlerin dul ve yetimlerine en yüksek Devlet memuru aylığı üzerinden, 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödeneceği; (h) bendinde; terörle mücadele görevi ifa ederken ölen erbaş ve erlerin anne ve babalarının (d) bendinde öngörülen ücretsiz seyahat hakkından aynen yararlanacağı belirtilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun;Amaç başlıklı 1. maddesinde; bu Kanunun amacının barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın, bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi olduğu, 2. maddesinin (a) fıkrasında ise, bu Kanunun içgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen Jandarma Genel Komutanlığı, Silahlı Kuvvetler mensuplarını kapsadığı hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 72. maddesinde; 2330 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle hayatlarını kaybetmiş bulunan iştirakçilerle, bunlardan aylık almakta iken ölenlerin baba veya analarına, ölüm tarihini takip eden aybaşından geçerli olarak aylık bağlanacağı kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan 3713 sayılı Kanunun 21. maddesinde; kamu görevlilerinin, bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak malü duruma düşmeleri halinde kendileri, ölmeleri halinde ise dul ve yetimlerinin, bu Kanun hükmü ile tanınan bütün haklardan yararlanabileceği, buna karşın anılan madde hükmünün (h) bendinde, terörle mücadele görevi ifa ederken ölen erbaş ve erlerin anne ve babalarının ise, (d) bendinde öngörülen ücretsiz seyahat hakkından faydalanacaklarının belirtilmesi karşısında, davacıların, vefat eden oğullarının jandarma er olarak görev yapması nedeniyle, anılan maddenin (a) bendinde öngörülen aylık bağlanmasına ilişkin haktan yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
Buna karşın, 2330 sayılı Kanun hükümlerinde, barışta güven ve asayişi korumakla görevli olan kişilerin bu görevlerinden dolayı maruz kaldıkları ölüm ve yaralanmalardan dolayı görev malülü olarak kabul edileceği ve bu nedenle görev malülü kabul edilen kişilere, bunların ölmeleri halinde yakınlarına, tabi oldukları sosyal güvenlik kurumunca aylık bağlanacağı belirtilmektedir.
Güvenlik ve asayişi korumakla görevli iken veya terör eylemlerinin önlenmesi ve etkisiz hale getirilmesi sırasında ölen er ve erbaşlar hakkında 2330 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve bu Kanuna atıfta bulunan 5434 sayılı Kanunun 72. maddesinin 4. fıkrasında öngörüldüğü üzere, ana ve babalarına malüllük ve muhtaçlık şartları aranmaksızın ölüm tarihini takip eden aybaşından geçerli olmak üzere aylık bağlanacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların vefat eden oğlunun, 13.11.2006 tarihinde terör örgütüne karşı icra edilen operasyona katıldığı sırada arazinin taşlık olması sebebiyle düştüğü, sevk edildiği Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 22.11.2006 tarihinde vefat ettiği; olay nedeniyle askeri savcılık tarafından başlatılan soruşturma nedeniyle düzenlenen bilirkişi raporunda; müteveffanın pulmoner emboli (akciğer atardamarı ve dallarının, pıhtı ile tıkanması) nedeniyle vefat ettiği ve bunun operasyon sırasında düşmesine bağlı olarak gerçekleştiğinin belirtildiği, davalı idare tarafından, ölüme neden olan hastalığın görevin neden ve etkisiyle olmadığından vazife malüllüğü hükümlerinin uygulanmadığı, davacıların, oğullarının vazife malülü kabul edilerek 3713 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması istemiyle yaptıkları başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayın, 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmek suretiyle davacılara 5434 sayılı Kanunun 72. maddesi uyarınca aylık bağlanması gerekmekte olup, İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ve davacıların istemi de dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alılnmadan verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 15.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.