17. Hukuk Dairesi 2016/10922 E. , 2019/4827 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; davalıların trafik sigortacısı, maliki ve sürücüsü olduğu aracın tek taraflı kaza yapması sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğlu ...’in vefat ettiğini, davalı ... şirketine yapılan başvurunun sonucunda 29.598,00 TL tazminat ödendiğini, başkaca ödeme yapılmadığını, müteveffa ..."in yaşamış olması halinde emsali matematik öğretmenlerinin kazançlarına eşdeğer bir kazancının olacağını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ... için 2.500,00 TL, davacı ... için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminat ile 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketini maddi tazminatla sorumlu tutarak kaza tarihinden itiberen işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; kaza yapan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, müvekkil şirketi tarafından 04.04.2014 tarihinde EFT yoluyla davacı yana 29.598,11 TL ödeme yapılarak sorumluluk yerine getirildiğini, davacı yan tarafından da bu ödemeyi takiben ibraname imza altına alındığını sorumluluklarının sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat yönünden davacı ... için 20.000,00 TL,davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK."nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminat tutarlarının bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacılar vekili dava dilekçesinde, kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir. Mahkemece, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddi ile davacılar lehine toplam 40.000,00 TL manevi tazminat hükmedilmiş olup, hükmedilen manevi tazminat tutarlarına davacının talebi doğrultusunda kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmaması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.