22. Hukuk Dairesi 2016/19685 E. , 2019/18321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bır kısım ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, aylık 450 USD ücret ile Cezayir"deki şantiyede çalıştığını, Türkiye"ye döndükten sonra davacının işten kendisinin ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı 28.02.2005-24.01.2011 tarihleri arası davalı şirketin Cezayir‘deki işyerinde kalite kontrol ve sözleşmeler müdürü olarak en son net 3000 USD ücret ile çalıştığını iddia etmiştir. Davalı vekili ise davacının aylık 450 USD ücretle ile çalıştığını savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işyeri kayıtlarına göre en son net 2000 USD ve davacı talebi doğrultusunda 3000 USD üzerinden iki seçenekli hesaplama yapılmıştır. Mahkemece net 2000 USD üzerinden yapılan hesaplama hüküm altına alınmıştır. Halbuki işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin yurtdışı olması gibi özellikler ile ibraz edilen belgeler uyarınca davacının 01/03/2005- 31/12/2007 tarihleri arasında net 2000 USD, 01/01/2008 tarihinden itibaren net 2500 USD, 01/01/2010 tarihinden itibaren net 3000 USD aldığı dosya kapsamı ile sabittir. Banka kayıtlarında gözüken maaş miktarları ile muavin defter kayıtları örtüşmektedir. Çalışma dönemleri ve belirtilen ücretler üzerinden yapılacak hesaplama sonucu talep edilen alacakların değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.