4. Hukuk Dairesi 2016/5340 E. , 2018/2773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... mirasçısı...vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/07/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili asıl ve birleşen davada; müvekkiline ait taşınmazların yakınında bulunan ve jeotermal sondaj çalışması yapan davalı firmanın sondaj çalışmaları sırasında çalışma kuyularından tahliye edilen hidrojen sülfür ve kükürt içeren suyun drenaj kanallarından taşarak, müvekkiline ait incir bahçesi vasfında bulunan taşınmazlarındaki incir ağaçlarına ve ağaçlarda bulunan ürüne zarar verdiğini ileri sürerek, asıl davada 2013 yılına ilişkin, birleşen davada ise 2014 yılına ilişkin oluşan maddi zararının ve yaptığı tespit giderlerinin ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili asıl ve birleşen davada; tespit raporlarını kabul etmediklerini, tespit edilen zarar miktarlarının çok yüksek olduğunu, davacının ödeme teklifinin önce kabul edildiğini, ancak davacının talebini dört katına çıkarması nedeniyle ödeme yapılmadığını, ağaçların yaş itibariyle ekonomik ömürlerini doldurduğunu, 2014 yılının kurak geçtiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 26/11/2015 tarihli ziraat mühendisi bilirkişiden alınan ek rapor benimsenerek, davalının faaliyeti nedeniyle maddi zararın oluştuğu, davacının zararının tespiti için yaptırmış olduğu delil tespiti niteliğindeki masrafının oluşmasında da davalının kusuru bulunduğu gerekçesiyle, asıl davada 2013 yılına ilişkin belirlenen 5.850,00 TL maddi tazminatın ve 830,00 TL tespit giderinin asıl dava tarihinden itibaren davalıdan alınmasına, birleşen davada ise 2014 yılına ilişkin belirlenen 3.603,60 TL maddi tazminatın ve 602,00 TL tespit giderinin birleşen dava tarihinden itibaren davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu açıkça sayılmış; yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 326. maddesinde ise kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık durumuna göre paylaştıracağı düzenlenmiştir. 22/03/1976 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince de delil tespiti giderleri yargılama giderlerinden olup, tespit masraflarının yargılama giderleri ile birlikte kabul ve ret oranına göre hüküm altına alınması gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince; mahkemece tespit masraflarının yargılama giderleri ile birlikte kabul ve ret oranına göre hüküm altına alınması gerekirken, tespit giderlerinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmeden maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması ve ayrıca asıl ve birleşen dava tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.