12. Ceza Dairesi 2020/838 E. , 2020/2778 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : TCK nın 85/2,22/3,53/6,63. maddeleri gereğince mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 24.01.2020 tarihli, 2019/3545 Esas - 2020/49 Karar sayılı ""istinaf başvurularının esastan reddine" ilişkin karar sanık müdafi ile katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafi ile katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Olay günü sanığın sevk ve idaresindeki otomobille, meskun mahalde, hız sınırının 70 km olduğu bölünmüş üç şeritli bulvarın sol şeridini takiben seyirle geldiği ışıklı T kavşakta, kırmızı ışıkta seyrine devam ettiği sırada aracının sol yanı ile, karşı yönden gelip kavşakta kendisine yanan yeşil ışıkta sola dönüş yapmak isteyen dava dışı ... idaresindeki otomobilin ön kısımlarına çarpıp yoldan çıkarak, 29 metre ileride sağda yaya kaldırımı üzerinde bulunan elektrik direğine ve yaya kaldırımı üzerinde yürüyen yayaya çarpması ile yayanın 15 metre ileri düştüğü olay sonucu, sanığın aracında bulunan arkadaşı ile aracın çarptığı yaya olmak üzere iki kişinin öldüğü, olay sonrası sanıktan alınan kan ve idrar numunesi üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı"nın 1610 sayılı ve 02.04.2019 tarihli raporuna göre, sanığın kanında ve idrarında esrar metaboliti THC-COOH ile cocain metaboliti Ecgoninemethylester bulunduğunun tespit edildiği,
25.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 40 saniyelik kamera görüntüsünde sanığın seyrettiği yol bölümünde 24. saniyeye kadar yanan yeşil ışığın 24. saniyede sarı ışığa, 27. saniyede ise kırmızı ışığa döndüğü, 29. saniyede kamera görüşüne sanık idaresindeki aracın girdiği, 30. saniyede yolun karşısında orta refüj aralığında ışıkta sıralı olarak bekleyen araçların önünde bulunan diğer aracın duraksadığı yerden seyir haline geçtiği sırada, yine aynı saniye içerisinde sanık idaresindeki aracın kırmızı ışıkta geçtiği ve bir saniye sonra yani 31. saniyede kavşak içerisinde kazanın meydana geldiği, kamera görüntülerine göre sanık idaresindeki aracın kavşak yaklaşımında hızının mahal şartlarının çok üzerinde olduğu, bununla birlikte sanığın kavşağa yaklaştığında hızını kesmediği, fren lambalarının da yanmadığı, kavşağa gelmeden kendisine hitap eden kırmızı ışık yanmış olmasına rağmen kavşağa geldiğinde açık bir şekilde kırmızı ışığı ihlal ederek mevcut hızı ile kavşağa girdikten sonra kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği tespitleri ile sanığın tamamen kusurlu olduğunun, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda da benzer şekilde sanığın tamamen kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 02.07.2019 tarihli ve 2019/1-121 Esas-2019/518 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere: ""Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü hâlde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü hâlde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik hâli, bunu öngörememiş olan kimsenin tehlikelilik hâli ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, failin neticeyi istememekle beraber neticenin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu bilmesine rağmen duruma kayıtsız kalarak hareketini sürdürmek suretiyle muhtemel neticeyi kabullenmesi durumunda olası kast, failin neticeyi öngörmesine rağmen becerisine, şansına, tecrübesine ya da başka bir etkene güvenip neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak gerektiğinde muhtemel neticenin gerçekleşmemesi için gerekli önlemleri de almak suretiyle hareketini sürdürmesi hâlinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır.""
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde; olay anına ilişkin kamera görüntülerinin heyetçe izlenmesi sonucunda, olay anında kanında ve idrarında esrar ile cocain bulunduğu tespit edilen ve uyuşturucu madde etkisi altında olması sebebiyle güvenli sürüş yeteneği bulunmayan sanığın sevk ve idaresindeki araç ile kavşağa yaklaşırken, seyir yönüne hitaben kırmızı ışık yanmasına rağmen hızını azaltmadan kavşağa kırmızı ışıkta giriş yaptığı, heyetçe izlenen kamera görüntülerinde trafik akışının canlı ve yoğun olduğu görülen caddede sanığın mahal şartlarının çok üzerinde bir hızla seyrettiğinin açık bir biçimde görüldüğü, sanığın savunmasında da belirttiği üzere, sol taraftan yola giren aracı görmesine rağmen fren mesafesi bulunmadığı ve aracının lastikleri kötü olduğu gerekçesi ile korna çalarak kavşakta hızını azaltmaksızın seyrine devam ettiği, tüm bu tespitler karşısında, kavşak yaklaşımında kendisine kırmızı ışık yandığını gören sanığın hızını azaltmadan kavşağa giriş yaptığı sırada, yolun solundan yeşil ışıkta harekete geçen aracı görmesine rağmen fren tedbirine başvurmayıp, hızını azaltmak için herhangi bir çaba sarf etmeyip, mahal şartlarının çok üzerinde bir hızla kavşaktan seyrini sürdürmesi sebebiyle, öngördüğü muhtemel neticeyi engelleme çabasının ya da neticeyi göze almadığına dair bir davranışının bulunmadığının, bilakis sanığın tüm bu kural ihlallerini gerçekleştirirken muhtemel neticeye kayıtsız kalarak kabullendiğinin anlaşıldığı, bu suretle sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu ve sanığın olası kastla öldürme suçundan sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sanığın bilinçli taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme kısmen uygun olarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 24.01.2020 tarihli, 2019/3545 - 2020/49 Karar sayılı ""istinaf başvurularının esastan reddine" dair hükmünün, 5271 sayılı CMK"nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi"ne; kararın bir örneğinin de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi"ne iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE; 12.05.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.