22. Hukuk Dairesi 2017/23539 E. , 2019/18310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının görevlendirildiği kurum nezdinde İl Özel İdare bünyesinde yeşilkart bürosunda tek arşiv elemanı olarak fazla çalışma yaptırıldığını, puantaj kayıtları ile sabit olduğunu, 2007 ve 2010 yıllarında il genel sekreterliğince ödeme yapıldığı halde 2008 yılı ve 2009 yılı yaptığı fazla çalışmaların karşılığının ödenmediğini ileri sürerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının fazla çalışma ücret alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
6100 Sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu 20. maddesi “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler; (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” şeklindedir.
Boşlukların kıyas yoluyla doldurulması, adaletin bir gereği olan eşitlik ilkesininde bir gereğidir.
Adli yargı mahkemeleri arasındaki göreve ilişkin uyuşmazlıklarda başvurulan; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin 6100 sayılı HMK m. 20. hükmünün, somut olaya kıyasen uygulanması gerekir.
İdari yargı kararını takiben adli yargıda (hukuk mahkemesinde) yeni bir dava açabilmenin koşulları şu şekilde belirlenmelidir:
Davanın görevsiz yargı yerinde açılmış olması;
Görevsiz yargı yerinde açılan davanın, adli yargı düzeni içinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması;
İdari yargı yerince verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeyerek ya da temyiz edildiği takdirde onanmak suretiyle kesinleşmiş olması, kesinleşen kararı takiben süresi içerisinde görevli adli yargı yerinde yeni bir davanın açılmış olması;
İdari yargıda açılan dava ile adli yargıda açılan davanın aynı nitelikte olması.
Belirtilen bu koşulların varlığı halinde, adli yargıda açılmış dava, hatalı yargı yolunda açılmış dava tarihi itibari ile hak düşürücü süre de korunmuş olacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/1626 E. 2015/1187 K. sayılı kararında; “ …...818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)"nun 125-140"ncı maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır.
Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def"i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK"nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70; 09.10.2013 gün ve E:2013/4-36, K:2013/1457; 19.02.2014 gün ve E:2013/4-440, K:2014/115 sayılı ilamları).
Somut olayda; davacının Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde 10.04.2013 tarih ve 4645 sayılı yazısı ile tesis edilen işlemin iptali ile 2008-2009 yılları fazla çalışma ücret alacağının davacıya ödenmesi talepli davanın 03.06.2013 tarihinde açıldığı ve mahkemece 12.02.2014 tarihinde otuz gün içinde Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı verildiği, kararın davacıya 17.02.2014 tarihinde, davalı tarafa ise 19.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresi sonunda temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve davacının 24.03.2014 tarihinde süresi içinde iş mahkemesinde dava açtığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda görevli mahkemede süresi içinde açılan dava ile görevsiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış haklar saklı tutulmuş olacağından, hak düşürücü süre, idare mahkemesinde davanın açıldığı tarihe göre belirlenecektir. Sonuç olarak; davacının 03.06.2013 tarihinde idari yargıda açtığı dava ile zamanaşımı kesileceğinden fazla çalışma ücret alacağına ilişkin davalının zamanaşımı def’inin bu tarih esas alınarak hesaplanması gerekir. Belirtilen yön gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.