Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2975
Karar No: 2019/4484
Karar Tarihi: 17.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2975 Esas 2019/4484 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/2975 E.  ,  2019/4484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13/02/2018 tarih ve 2013/200-2018/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ve temlik alan vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 hisseli ortağı olduğunu, müvekkilinin şirketin faaliyete geçtiği 01.05.2006 tarihinden işten el çektirildiği 07.09.2007 tarihine kadar mesaisinin tamamını şirkete hasrettiğini ve bu çalışmasının karşılığının aylık en az 3.000.- TL olduğunu ileri sürerek, söz konusu alacağa karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000.- TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının noterden yaptığı sözleşme ile hissesini 06.06.2007 tarihinde devrettiğini, devir sözleşmesinin pay defterine de işlendiğini, ticaret siciline tescilinin zorunlu olmadığını, davacının şirketin ortağı olduğunu iddia etmesinin mümkün olmadığını, şirket çalışanı olmadığını, borçlarını müvekkiline bu şekilde kötüniyetli dava ile ödetmeye çalıştığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Yargılama aşamasında davalı şirket tarafından davacı aleyhine şirket yönetiminde olduğu dönemde zimmetine geçirdiği paralarla şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla alacak davası açılmış, mezkur dava işbu dava ile öncelikle birleştirilmiş; son celsede bu dava hakkında tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılarak, akabinde bağlı bulunulan ağır ceza çevresinde faaliyet gösteren asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin ortağı olan davacının anılan davalı şirkette fiili olarak sevk ve idare işlerini yürüttüğü, bu faaileyetlerinin 01.05.2006 ila 07.09.2007 tarihleri arasında devam ettiği ve alınan bilirkişi raporuna göre bu süreçte davacının davalı şirketten alacağının 19.193,85 TL olarak hesaplandığı ancak davacı tarafın dava dilekçesinde 6.000,00 TL"nin tahsilini istediği gerekçesiyle, taleple bağlı kalınmak suretiyle 6.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ve temlik alan davacı vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin (2) nolu temlik alan davacı ... vekilinin ise (3) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava limited şirket ortağının şirket lehine gerçekleştirdiği işlerin karşılığının ödenmesi isteminden ibaret olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece temlik eden davacı ...’nun 06.06.2007 tarihinde hisselerini devrettikten sonra şirketle hiçbir alakasının kalmadığı yönündeki davalı şirket savunması üzerinde durulmaksızın, Ticaret Sicili Müdürlüğünün 28.01.2008 tarihli cevabi yazısından hareketle davacı temlik edenin yazı tarihinde dahi şirket ortağı olarak göründüğü ve bu nedenle çalışmasının 07.09.2007 tarihine kadar sürdüğü iddiasının yerinde olduğu kabulüne dayanarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilmesi doğru olmamıştır. Şu halde, mahkemece temlik eden davacı ...’nun hisselerini devrettiği ve şirketle alakasının kalmadığı iddia olunan 06.06.2007 ila 07.09.2007 tarihleri arasında davalı şirket lehine şirket ortaklığından bağımsız olarak çalışmasının devam edip etmediğinin üzerinde durulmaması doğru değildir.
    3- 6100 sayılı HMK’nın 125/son hükmü dava açıldıktan sonra dava konusunun davacı tarafından devri hususunu düzenlemekte olup, anılan hükümde dava konusunu devralanın davacı yerine geçerek davaya taraf olacağı ve davaya kaldığı yerden devam edeceği belirtilmiştir. Buna göre, mahkemece dosyaya ibraz edilen 03.02.2010 tarihli temlikname uyarınca davaya konu alacağın 30.000.- TL’ye kadar olan kısmının davacı ...’e temlik edildiği ve anılan tarafın temlik edilen miktar uyarınca davaya davacı sıfatıyla kanunen taraf olduğu dikkate alınmaksızın karar başlığında davacı olarak sadece temlik eden ...’na yer verilmesi, ...’in temlik alan davacı olarak kararda yer almaması doğru olmamıştır.
    Ayrıca 2 nolu hüküm fıkrasında kabul olunan bedelin davalıdan tahsili ile temlik alan veya temlik veren olduğu belirtilmeksizin davacıya verilmesi yönünde infazda tereddüte mahal verecek şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmeyerek kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı Şirket ve temlik alan davacı vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temlik alan davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenler davalı ve temlik alana iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi