14. Hukuk Dairesi 2016/8696 E. , 2019/6798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/02/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken malik oldukları 1 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, taşınmaz üzerindeki zemin+2 kattan oluşan binanın 1. katındaki dairenin müvekkili ..."e, 2. katındaki dairenin ise müvekkili ..."e ait olup muhdesatın aidiyetinin tespiti istemiyle dava açtıklarını belirterek bu davanın kesinleşmesinin beklenilmesini, daha sonra yapılacak oranlamaya göre ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 45012 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın genel açık artırma yoluyla satılarak giderilmesine, satış bedelinin paydaşların tapudaki payları da dikkate alınarak bilirkişi heyetinin 29.01.2016 tarihli raporunda belirttikleri kıymet yüzdeleri oranında ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Öte yandan, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin paydaşlara hangi oranda yükleneceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Mahkemece, her ne kadar bir kısım davalılar tarafından açılan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın kesinleşmesi beklenildikten sonra bilirkişi heyetinden alınan denetime elverişli rapor doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de üzerinde muhdesat bulunan dava konusu taşınmazın satışı sonucunda elde edilecek bedelden muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına ve satış bedeli üzerinden alınması gereken binde 11,38 oranındaki harcın da satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda paydaşlara aidiyetine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi heyetinin 29.01.2016 tarihli raporuna atıf yapılmakla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun (1.) bendinde yer alan "Satış parasının paydaşların tapudaki payları da dikkate alınarak bilirkişi kurulunun 29/01/2016 tarihli raporunda belirttikleri kıymet yüzdeleri oranında ödenmesine" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine "Satıştan elde edilecek bedelin %14,984"nün davalı paydaş ..."e, %13,22"nin davalı paydaş ..."e ödenmesine, geri kalan kısmının tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına" cümlesinin yazılmasına, (2.) bendinin tümüyle hükümden çıkarılarak yerine "Satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranındaki harcın paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda tahsili ile Hazineye irad kaydına" cümlesinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.