Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6064 Esas 2019/6302 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6064
Karar No: 2019/6302
Karar Tarihi: 04.12.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/6064 Esas 2019/6302 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının bankadaki çalışma arkadaşı tarafından gerçekleştirilen zimmetine para geçirme eylemi nedeniyle soruşturma başlatılması tehditleri ile davalıya 100,000 euro senet verdiğini ve bu senedi geri alarak kendisinin ve eşinin taşınmazlarını davalıya devrettiğini ancak Adem'in bu taşınmazları satarak zarar gören kişiye ödeme yapmadığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi ve kendisi lehine tescilini veya tazminat almayı talep etmiştir. Davalılar bu iddialara cevap vermemiştir. Mahkeme davacının iddialarının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilirken, davalı ... Başsorgun tarafından da süresinde duruşma istemiyle temyiz edilmiştir. Ancak duruşma istemine yönelik tebligat yapılmadığı için bu talep reddedilmiştir. Dosya incelendikten sonra kararın doğru olduğuna ve tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına hükmedilmiştir. Ancak, dava konusu taşınmazın kaydının kapatılarak yeni bir taşınmaz numarası altında yenileme kadastrosuna tab
1. Hukuk Dairesi         2016/6064 E.  ,  2019/6302 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT




    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, oğlu ... ’nın bankadaki çalışma arkadaşı ... hakkında zimmetine para geçirme eylemi nedeniyle soruşturma başlatıldığını, ... ’nin akrabalarından davalı ...’in soruşturma kapsamına oğlu Gökhan’ın da alınabileceği ve böyle bir şeyin olmaması için banka zararının yarısına katılmaları gerektiği yönündeki telkin ve tehditleri ile davalı ...’e 100.000 euroluk bir senet verdiğini, suçtan zarar gören Mustafa’nın nakit para istediğinin söylenmesi üzerine de senedi geri alarak maliki olduğu dava konusu 2237 ile eşine ait dava dışı 2240 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’e devrettiklerini, ne var ki Adem’in taşınmazları satarak parasını suçtan zarar görene ödemediğini, oğlu Gökhan’ın soruşturma geçireceği baskısı altında iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek, davalı ... adına kayıtlı 2237 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa tazminini istemiş, davanın açıldığı gün dava konusu taşınmazın diğer davalı ...’ya devredilmesi nedeniyle HUMK’nun 186. maddesi gereğince yeni malik Necla’ya karşı iptal ve tescil isteğini devam ettirmiştir.
    Davalı ..., usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Diğer davalı ..., eski malik Adem ile davacı arasındaki olayları bilmediğini ve ilgisinin de olmadığını, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek ve bedelini ödeyerek satın aldığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu ve kazanımının korunması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddiaların kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde; diğer davalı ... Başsorgun tarafından ise süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş ise de, posta gideri tebligata yarar şekilde ikmal edilmediğinden 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/1. maddesi gereğince duruşma isteği reddedilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, hile ile davacının iradesinin fesada uğratıldığı, ikinci el konumundaki davalı ...’nın da durumu bilen ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilmesi gereken konumunda olduğu, TMK’nin 1023. maddesi koruyuculuğundan istifade edemeyeceği gözetilerek tapu iptal ve tescil isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
    Öte yandan, dava konusu 2237 sayılı parsel 3402 sayılı Yasanın 22/A maddesi uyarınca yenileme kadastrosuna tabi tutulmuş, eski sayfanın kaydı kapatılarak 6847 ada 41 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur.
    Bu durumda yeni oluşan 6847 ada 41 sayılı parsel üzerinden hüküm kurulması gerektiği halde hukuki dayanağı kalmayan 2237 sayılı parsel üzerinden karar verilmesi doğru değildir.
    Anılan bu husus; doğru sicil oluşturma ilkesinin bir sonucu olup dolu pafta ilkesine aykırı düşmektedir. Öte yandan devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
    Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. bendindeki ‘’ 2650 m2’lik bahçe niteliğindeki 2237 ‘’ ibaresinin çıkarılarak yerine ‘’ 2.753,60 m2’lik bahçe niteliğindeki 6847 ada 41 ‘’ ibaresinin yazılmasına, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.