Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1417
Karar No: 2014/27040

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/1417 Esas 2014/27040 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu taksirle öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemidir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş, fakat Kurum avukatının temyiz başvurusu sonrasında karar bozulmuştur. Kararda, 5510 sayılı Kanunun geriye yürüyemeyeceği ve 39. maddesinde belirtilen üçüncü kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalılara veya ölüm halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilmesine olanak veren bir düzenleme bulunmadığı açıklanmıştır. 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi uyarınca kast unsurunun aranmadığı belirtilmiş ve Kurumun davanın yasal dayanağı olduğu ifade edilmiştir. Kararda, davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Kanunu olmadığı, kast unsurunun aranmaması nedeniyle hüküm tesis edilirken 5510 sayılı Kanunun yanlış yorumlandığına ve usul ve yasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 5510 sayılı Kanunun 39. maddesi, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi.
10. Hukuk Dairesi         2014/1417 E.  ,  2014/27040 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Çay Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarihi : 03.12.2013
    No : 2008/27-2013/538

    Dava, taksirle öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zaranın tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
    Bu durumda çözülmesi gereken hukuksal sorun, 5510 sayılı Kanunun yürürlülük tarihinden önce meydana gelen bu tür zararlandırıcı sigorta olaylarında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm yoktur. Ancak, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta, kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edilmiştir. Buna göre, gerek Özel Hukuk ve gerekse Kamu Hukuku alanında, kural olarak her Kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
    Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnalarından birini, beklenen (ileride kazanılacağı umulan) haklar oluşturmaktadır. Kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kurallar yönünden de kanunların geriye yürümesi söz konusudur. Yargılama hukukunu düzenleyen kanunlar da, ilke olarak geçmişe etkilidir (Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Başlangıcı, 14. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000, sh: 193-194; Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük, Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, 18.Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, sh: 73).” (HGK 13.10.2004 t., 2004/10-528 E., 2004/533 K.) 5510 sayılı Yasanın 39. maddesiyle
    getirilen “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.” hükmünün 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi; rücuan tazmine ilişkin düzenlemenin, yasanın yürürlüğü öncesinde olup bitmiş olay ve ilişkilere uygulanmasını gerektirir yukarıda sıralanan istisnai durumlar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin de kabulü gerekir.
    Davada somutlaşan olayda; davacı Kurum, 7.11.2006 tarihinde taksirle öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylık ve cenaze giderinin "üçüncü kişi" sıfatıyla davalıdan tahsilini istemiştir ki davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Kanunun, 63. maddesidir. Anılan düzenleme gereği, kast unsurunun aranmadığı açıktır.
    Somut olay ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile, 5510 sayılı Kanunun uzun vadeli sigorta kolları bakımından 3. kişinin sorumluluğunu düzenleyen, “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” şeklindeki 5510 sayılı Kanunun 39. maddesinin davanın yasal dayanağı kabul edilerek ve kast unsurunun yokluğundan bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.12.2014 gününde oy birliği karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi