17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1938 Karar No: 2019/12802 Karar Tarihi: 21.10.2019
Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/1938 Esas 2019/12802 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanıkların suç eşyası satın alması veya kabul etmesi suçundan mahkumiyeti kararlaştırdı. Ancak, sanıklara hapis cezası yanı sıra adli para cezası verilmediği için Anayasa Mahkemesi'nin kararı kapsamında bozuldu. Ayrıca, yargılama giderlerinin sanıklardan eşit şekilde tahsil edilmesi, yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle bozuldu ve her sanığın sebebiyet verdikleri yargılama giderlerine ayrı ayrı katılımı sağlanarak düzeltilmesine karar verildi. Kanunlar: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 165. maddesi - Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi, 53. maddesi - İptal Kararı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 324. maddesi - Yargılama Giderleri, 326/2 - Yargılama Giderlerinin Tahsili, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi - Hükümlerin Düzeltme Yoluyla Onaylanması, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi - Yargılama Giderleri. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesi - Terkin Edilen Tutar.
17. Ceza Dairesi 2019/1938 E. , 2019/12802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 165. maddesine konu suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun cezasının alt sınırının 6 ay hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezası olmasına rağmen sanıklar hakkında hapis cezasının yanında adli para cezasına hükmedilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir sanığın sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsiline hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2 maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."in temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin kısmın çıkarılarak yerine "Her bir sanığın sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmaları sonucu her bir sanığa düşen payın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu takdirde Devlet Hazinesi üzerinde BIRAKILMASINA" cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.